BeiDou uydu navigasyon sisteminin 200'den fazla ülke ve bölgeye hizmet sunması, FAST radyo teleskobunun gözlem süresinin yüzde 10'unu uluslararası bilim insanlarına tahsis etmesi ve DeepSeek’in açık kaynaklı iş birliğiyle yapay zekâ Ar-Ge eşiğini düşürmesi… Tüm bu girişimlerin arkasında da bir diğer anahtar kelime var: Açıklık ve paylaşım.
Çin’in bilim ve teknolojide kendi ayaklarında durma stratejisi, güçlü bir motor gibi çalışarak yalnızca Çin’in modernleşmesini değil, aynı zamanda dünya bilim ve teknolojisinin ilerlemesine de katkı sağlıyor.
Çin, bilim ve teknolojide nasıl kendi ayakları üstünde duruyor? Takipten liderliğe tarihi bir sıçrama
Bir zamanlar küresel teknoloji yarışında güçlükle “takipçi” konumda olan Çin, bugün birçok alanda “öncü” konuma yükselerek, kendine özgü bir bilim ve teknoloji geliştirme modeli oluşturdu. Bu dönüşümün ardında üç temel strateji yatıyor:
İlk olarak, stratejik yönlendirme: Ulusal "yenilik ekosistemi" yeniden şekillendirilerek bilimsel ve teknolojik gelişmenin öncelikli alanları belirlendi.
İkinci olarak, kilit teknolojilerde atılım: Ülke çapında kaynakların seferber edilmesini sağlayan yeni bir sistem sayesinde teknik ambargolar aşılarak kritik teknolojilerde önemli ilerlemeler kaydedildi.
Üçüncü olarak, yeni nitelikli üretim güçleri: Bilimsel yenilikler hızla sanayi avantajına dönüştürülerek yüksek teknolojiye dayalı üretim kapasitesi artırıldı.
Bilim sınır tanımaz, yenilik de sonsuzdur. İnsanlığın akıllı çağda ilerlemesiyle birlikte, Çin’in teknolojik yeniliği ve uluslararası bilimsel işbirliğini açık bir tutumla sürdürmesi bekleniyor. Bilim ve teknolojide kendi ayaklarında durma olarak bilinen bu güçlü motor, hem Çin tarzı modernleşmenin yolunu aydınlatmaya hem de insanlığın gelişimini ileri taşımaya devam edecektir.