Özel Haberler

İsrail Gazze'yi yok etti: Sıra Batı Şeria'da mı?

Gazze’de kadınların, çocukların, yaşlıların ve gazetecilerin hedef alındığı İsrail saldırıları her geçen gün acıyı büyütüyor. Bombaların gölgesinde yaşam mücadelesi veren halk bir yandan sevdiklerini toprağa verirken, diğer yandan kuşatma altında hayatta kalmaya çalışıyor. Bu tabloyu Filistin Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GUPW) Genel Sekretarya Üyesi Hussein Karabsa, CGTN Türk’e anlattı.

Filistin halkı bugün, İsrail’in emperyalist güçlerin desteğiyle yürüttüğü ağır saldırılar ve kuşatma altında yaşam mücadelesi veriyor. Bombalar evlerin, hastanelerin ve ibadethanelerin üzerine yağarken, on binlerce insan hayatını kaybetti ya da yaralandı. Gazze’de ilaç ve gıda yokluğu derinleşiyor, Batı Şeria’da ise yerleşim faaliyetleri hızla artıyor.

Filistin halkının yaşadığı acıları değerlendiren Filistin Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GUPW) Genel Sekretarya Üyesi Hussein Karabsa, durumu CGTN Türk’e anlattı. Karabsa, Gazze’de yaşananların açıkça bir soykırım, Batı Şeria’daki yerleşimlerin ise halkı topraklarından sürmeye yönelik sistematik bir plan olduğunu söyledi.

“Gazze’de yaşananlar açıkça soykırımdır”

Filistinli sendikacı Hussein Karabsa, yaptığı açıklamada İsrail’in Gazze’deki saldırılarının sivilleri ve Filistin’in kimliğini hedef aldığını belirterek, bu saldırıların açıkça soykırım niteliğinde olduğunu ifade etti:

Bugün Filistin halkı, İsrail işgalinin emperyalist ve küresel kapitalist güçlerin desteğiyle yürüttüğü barbarca saldırılara maruz kalıyor. Bombalar evlerin, hastanelerin, okulların, ibadethanelerin, cami ve kiliselerin üzerine yağıyor.

İnsan, taş, ağaç demeden her şey yok ediliyor. Şehitlerin, kayıpların ve yaralıların sayısı on binlere ulaştı. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve gençler hedef alınıyor. Ağır bir kuşatma altında ilaç ve yiyecek bulunmuyor. Toprak gasp ediliyor, yerleşimler genişliyor, ayrımcı duvar şehirleri ve kampları parçalıyor. Gazze’de yaşananlar açıkça bir soykırım ve etnik temizliğe işaret ediyor.’

Gazze'deki durum son derece vahimdir. İşgalci İsrail’in savaş ve soykırım politikasını tırmandırması, bu işgalin Gazze’yi tamamen yok etmeye yönelik olduğunu ortaya koyuyor.

Aynı zamanda Batı Şeria’da da yerleşim faaliyetleri hızla artıyor. Kuşatma her geçen gün ağırlaşıyor. Gazze’de yaşam giderek daha da zorlaşıyor: ilaç yok, gıda yok, iş yok. Halkımız işsizlik ve açlıkla mücadele ediyor. Batı Şeria’da da işsizlik katlanarak yükselmiş durumda.

“Gazeteciler öldürülüyor, yaralanıyor, tutuklanıyor”

İsrail’in basın mensuplarını susturmayı amaçlayan sistemli bir politika yürüttüğünü vurgulayan Hussein Karabsa, şunları ifade etti:

"İsrail’in saldırıları yalnızca Filistin halkını değil, aynı zamanda Filistin’in kimliğini ve varlığını da hedef alıyor. Gazeteciler de bu saldırıların hedefi durumunda. Çünkü Filistinli gazeteciler dünyaya gerçeği aktarıyor. İşgalciler ise bu sesi susturmak için gazetecileri öldürüyor, yaralıyor ya da hapse atıyor. Çok sayıda gazeteci şehit edildi, yaralandı veya tutuklandı."

“İşgal sadece bombalarla değil, ırkçı politikalarla sürdürülüyor”

İşgalin yalnızca bombalarla değil, sistematik ve ırkçı politikalarla sürdüğünü vurgulayan Filistinli sendikacı, Gazze’de yaşananların soykırım, Batı Şeria’daki yerleşimlerin ise halkı topraklarından sürmeye yönelik olduğunu ifade etti:

"Biz, Filistin davasının yanında duran tüm halkları ve dünya özgürlükçülerini selamlıyoruz. Filistin devletinin tanınması, halkımızın en doğal ve meşru hakkıdır. Ne yazık ki emperyalist güçler, İsrail’in yanında saf tutarak bu saldırılara ortak oluyor. Ancak şunu bilmeleri gerekir ki, halkların özgürlüğü asla bastırılamaz.

Bugün Gazze’de yaşananlar açıkça bir soykırımdır. Batı Şeria’da da İsrail, halkımızı topraklarından sürmek için sistematik planlar yürütüyor. Yerleşim politikaları hızla genişliyor, yeni yerleşim birimleriyle topraklarımız işgal ediliyor. Filistin coğrafyasını kontrol altına almak için mülteci kamplarına saldırılar düzenleniyor; Tulkerim ve Cenin kampları yerle bir edildi. Askeri kontrol noktaları köylerimizi ve şehirlerimizi parçalıyor. Tüm bu politikalar, işgal hükümetinin sistematik ve ırkçı uygulamalarıdır. Filistinli işçiler iş bulamıyor, işsizlik büyüyor. İsrail insanlık dışı hedeflerinden vazgeçmiş değil."

“Daha fazla dayanışma, daha fazla birlik”

Filistin Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GUPW) Genel Sekretarya Üyesi Hussein Karabsa, uluslararası işçi örgütlerine teşekkür ederek sözlerini daha fazla birlik ve dayanışma çağrısıyla tamamladı. Karabsa, Filistin davası için uluslararası dayanışmanın hayati önem taşıdığını vurgulayarak şunları söyledi:

"Biz, Filistin Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu olarak, Filistin halkıyla dayanışma gösteren tüm işçi sendikalarına teşekkür ediyoruz. Dünya Sendikalar Federasyonu’na, Arap İşçi Sendikaları Uluslararası Konfederasyonu’na, Çin İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na ve tüm dost, kardeş ve yoldaş örgütlere minnettarız. Bütün sendikalara çağrımız nettir: Daha fazla dayanışma, daha fazla birlik! Hep birlikte Filistin davasını savunalım.

Bugün bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz: Dünya Sendikalar Federasyonu’na, Arap İşçi Sendikaları Uluslararası Konfederasyonu’na, Çinli ve uluslararası işçi örgütlerine ve tüm halklara… Filistin halkının yanında sergilediğiniz dayanışma için minnettarız."