Dış Haberler Servisi
Çin Dışişleri Bakanlığı bu hafta yayınladığı açıklama ile Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in Çin’i ziyaret edeceğini duyurdu. İkinci Dünya Savaşı’nda Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanyası’nı yenilgiye uğratmasının yıldönümünde Kızıl Meydan’da düzenlenecek törenlere katılacak Xi’nin ziyareti 8-11 Mayıs tarihlerini kapsayacak. Çin Dışişleri Bakanlığı görüşmeye dair “İki lider arasındaki önemli ortak anlayış, iki ülke arasındaki siyasi karşılıklı güveni daha da derinleştirecek ve stratejik koordinasyona yeni bir içerik katacaktır” ifadelerini kullandı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı da aynı gün yaptığı duyuruda, bu ziyaretin “Çin-Rusya ilişkilerinde yeni bir evreyi temsil ettiğini” vurguladı. Rus medyası ayrıca Xi’nin Zafer Günü kutlamalarına katılmasının ardından Putin’in de eylül ayında Çin'de düzenlenecek törenlerde yer alacağını duyurdu.
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 2013 yılında cumhurbaşkanı olduktan sonra ilk yurtdışı ziyaretini Rusya’ya yaparak stratejik önceliği net biçimde ortaya koymuştu. O günden bu yana Xi, Moskova’yı 9 kez ziyaret ederken, liderler 40’ın üzerinde ikili ve heyetler arası görüşmede bulundu.
Çin lideri Xi son olarak Moskova’yı Mart 2023’te cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle ziyaret etmiş ancak Ekim 2024’te BRICS liderler zirvesine katılmak için Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’a gitmişti. Çin ve Rusya’nın oyun kurucu aktörler olarak eşgüdüm halinde çalıştığı BRICS son genişleme hamlesiyle birlikte küresel Gayri Safi Hasıla’nın yüzde 36’sını ve dünya nüfusunun yüzde 45’i temsil eder hale geldi.
“Yeni dönemde kapsamlı stratejik ortaklık”
Çin ve Rusya arasındaki ilişki tarafların 2022’de attığı imzalar uyarınca “yeni dönemde kapsamlı stratejik ortaklık” olarak okunuyor. Diplomatik nezaketin ötesinde çok kutuplu dünyayı şekillendirmek için tercih edilen bu tanımın gereği olarak taraflar ortak tatbikat, enerji projeleri, kritik teknoloji transferleri gibi alanlarda iş birliği yaparken ticaret ortalığı son yıllarda Ukrayna krizinin de etkisiyle benzersiz bir hal aldı. Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifi ile Rusya’nın önderlik ettiği Avrasya Ekonomik Birliği arasında eşgüdüm güçlenirken iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2024 yılı itibariyle 244,8 milyar dolara ulaştı.
Bu yılki ziyarette Xi’nin ayrıca İkinci Dünya Savaşı üzerinden dünya barış ve istikrarına karşı önemli mesajlar vermesi bekleniyor. 2017’de Cenevre'deki BM Ofisi’nde yaptığı konuşmada Sun Tzu'nun Savaş Sanatı'na atıfta bulunarak “savaş son çare olmalıdır” vurgusu yaptı. 2018’de dönemin ABD Savunma Bakanı Mattis ile görüşmesinde ise klasik bir Çin deyişi olan “Gerçek komutan savaştan kaçınandır” sözünü hatırlattı.
Ukrayna krizine 12 maddelik çözüm planı
Bu diplomatik felsefe, Çin'in Ukrayna krizi karşısında da belirleyici oldu. Çin, 2023’te 12 maddelik bir barış planı sundu. Çin’in Ukrayna Krizinin Çözümüne Dönük Belgesi’nde şu maddeler yer almaktaydı:
“1.Bütün ülkelerin egemenliğine saygı, BM tüzüğüne uyulması; 2. Soğuk savaş zihniyetinden vazgeçilmesi ve bir ülkenin güvenliğinin diğer ülkelerin aleyhine önlemlerle sağlanmaması prensibine saygı 3. Askeri çatışmaların sona ermesi, tırmanmadan kaçınılması, Rusya ve Ukrayna'yı diyaloğa davet, 4. Barış görüşmelerinin yeniden başlaması; 5. İnsani krizin çözülmesi; 6. Sivillerin ve savaş esirlerinin korunması; 7. nükleer santrallerin korunması; 8. Nükleer, kimyasal ya da biyolojik silah kullanma tehdidine karşı durulması; 9. Tahıl anlaşmasının desteklenmesi; 10. Tek taraflı yaptırımlara son verilmesi; 11. Üretim ve sevkiyat zincirlerinin istikrarının sağlanması; 12. Çatışma sonrası yeniden yapılanmaya destek olunması.”