Gökhun Göçmen

Amerika Birleşik Devletleri’nin başlattığı ve Çin’in misillemelerle karşılık verdiği ticaret savaşında ilk uzlaşı sağlandı.

İsviçre’de düzenlenen iki günlük müzakereler neticesinde doksan gün sürecek yeni bir ticari ilişkiye tanıklık edeceğiz.

Buna göre ABD, Çin’e uyguladığı gümrük tarifelerini yüzde 145’ten yüzde 30, Çin de yüzde 125’ten yüzde 10’a indirecek.

Çin ayrıca ticaret savaşları döneminde kimi ABD’li şirketlere uyguladığı nadir toprak elementleri ihracatının kısıtlanması gibi önlemleri gevşetecek.

Ortak vizyon çerçevesi

ABD ve Çin arasındaki uzlaşı pratik adımlar kadar ortak vizyonun da çerçevesini çiziyor.

Hafta sonu yayınlanan bildiride sağlıklı ekonomik ve ticari ortaklığın tüm dünya için önemli olduğunun altı çiziliyor.

Washington’da bir süredir moda haline gelen Çin ile “tam ekonomik ayrışma” yerine sürdürülebilir ekonomik ilişkilerin ön plana çıkartılması dikkat çekici.

ABD tarafını temsil eden Hazine Bakanı Scott Bessent, müzakerelerin hemen ardından yapığı açıklamada Çin ile köprüleri atmak istemediklerini belirtti ve geçmişteki “hatalardan” dolayı Biden yönetimi suçladı.

ABD adına masaya oturan Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer ise sanılanın aksine tarafların anlayışları arasında uçurum olmadığını belirtiyordu.

Kaybedeni olmayan anlaşma

ABD ve Çin arasındaki ilk uzlaşının kaybedeni olmayacağı muhakkak.

Dolar diğer para birimlerinden oluşan sepet karşısında yüzde 1 değerlenirken, S&P 500 ve Nasdaq vadeli işlemleri sırasıyla %2,7 ve %3,7 yükseldi.

ABD’nin Apple ve Amazon şirketleri de borsada sırasıyla borsada yüzde 11 ve yüzde 8 değer kazandı.

Çin tarafına bakacak olursak:

Yuan son altı ayın en güçlü pozisyonunda.

 Hong Kong Hang Seng Endeksi %3'ün üzerinde artış gösterdi.

Çin lideri Xi’den 1 Mayıs mesajı: İşçi sınıfına güven sarsılmayacak Çin lideri Xi’den 1 Mayıs mesajı: İşçi sınıfına güven sarsılmayacak

Dünyanın önde gelen finans kurumlarından JP Morgan,  Financial Times gazetesine Çin ve ABD arasındaki imzaların “nefes alınacak bir ortam” yarattığını aktardı.

Avrupa Ticaret Komisyonu da temkinli bir iyimserlik içinde.

Doksan günü sonunda nhai anlaşma ümitlerini dile getiriyor.

ABD lehine bir asimetri var mı?

Washington-Pekin müzakerelerinde ekonomik açıdan kaybeden yok ancak kimin ne derece amacına ulaştığı konusu tartışmaya değer.

Özellikle Trump yönetiminin ekonomik çıkarları dahi feda edebilecek siyasi ihtirasları hesaba katılırsa.

Çin’in verileri yüzde 10’a çekmesine karşın ABD’nin yüzde 30’a indirmesinin asimetrik bir görüntü çizdiği ortada.

ABD lehine oluşan bu farkın temel nedeni ise Trump’ın ticaret savaşları ilan ettiği nisan ayının öncesine dayanıyor.

Trump, mart ayında ABD’nin yüzde 10’luk taban vergisine ek olarak Çin’e ülkeye fentanil girişini engellemediği gerekçesiyle yüzde 20’lik ek tarife uygulama kararı almıştı.

Toplamda yüzde 30’a tekabül eden verginin bugün de yürürlükte kalma nedeni uyuşturma imalatında kullanılan fentanil meselesinin hala çözülememiş olmaması.

Çin de ABD’nin bu hamlesine karşı tarım ürünlerine uyguladığı vergileri devam ettirme kararı aldı.

Önümüzdeki müzakerelerde bu konuda da kapsamlı bir çözüme tanıklık etmemiz muhtemel.

Çin adına masada Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı He Lifeng’in yanı sıra Kamu Güvenliği Bakanı Wang Xiahong’un eşlik etmesi bunun somut göstergesi.

Bir mukayese: Çin ve ABD nereden nereye geldi?

İlk anlaşma da yer alan maddeler kadar gündeme gelmeyen başlıklar da kazançların muhasebesi hakkında bilgi veriyor.

Trump’ın nisan ayında kurumsal olarak ticaret savaşını ilan etmesinin temel gerekçesi iki ülke arasındaki 295 milyar doları aşan ticaret açığıydı.

ABD Başkanı Trump sosyal medyadan, temsilcileri de müzakere masasından ticaret açığının düzenlenmesi için çağrıda bulundu ancak bu konuda “şimdilik” net bir yol haritası yok.

Benzer biçimde ABD’nin sıklıkla gündeme getirdiği Çin’in şirketlerine sağladığı sübvansiyonlara dair de Cenevre belgesine bir ibare göremiyoruz.

Peki, bu konular gündeme gelirse ne olur? Tarih ABD için tekerrür eder mi?

Zira Trump'ın ilk döneminde de ticaret savaşları yaşanmış Çin, ticaret fazlasını azaltmak için ABD'den tarım ürünleri alacağını söylemişti.

Benzer şekilde sübvansiyonlar da yine masada pazarlık edilmişti.

Beyaz Saray dönüp dolaşıp halen aynı şeyleri tekrarladığı izlenimini veriyor.

Trump’ın işi kolay olmayacak

Ortaya çıkan tabloyu Trump bir “zafer” olarak pazarlamak istese de işi kolay olmayacak.

Bu savaşı ABD başlatmış ve Çin'den kapısını çalıp anlaşma rica etmesini istemişti. Bu olmadı.

Trump'a göre Çin Amerikan pazarına ulaşamadığı için acı çekecekti.

Doğru, nisan ayından bu yana Çin, ABD pazarına ulaşımına yüzde 21 az ulaşır oldu.

Buna karşın “ne tesadüf ki” aynı oranda Asya'ya ihracatı arttı.

Üstüne Avrupa'ya ticaret de yüzde 8 arttı.

Çinlilerin canı Trump'ın hayalindeki gibi yanmamış olabilir.

Trump, şimdilerde “Hepimiz oyun oynuyoruz. İlk kimin aradığı önemli değil” dese de Çinlileri böylesine ciddi konularda “oyunu pek” sevmedikleri ve sabırlı oldukları aşikar.

Çin Ticaret Temsilcisi Li Chenggang’ın müzakere bitiminde gazetecilere atasözü şöyleydi:

“İyi bir yemek için hiçbir zaman geç değildir”

-