CGTN Türk Dış Haberler Servisi
Çin ve Hindistan’ın Çin’in Tianjin kentinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi’nde sergiledikleri yakın diplomatik temas, Asya kıtasının geleceği açısından olduğu kadar küresel dengeler açısından da dikkat çekici bir gelişme oldu.
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin aynı masa oturarak birbirlerini “rakip değil ortak” olarak tanımlaması uzun süredir donmuş gözüken ilişkilerin canlandığını dünyaya ilan etti. Bu ilan, yalnızca iki ülke arasındaki sınır ihtilaflarını gölgede bırakmakla kalmıyor, aynı zamanda dünya siyasetinde taşları yerinden oynatıyor. Zira Çin ve Hindistan, toplamda 2,8 milyarı aşan nüfusları, hızla büyüyen ekonomileri ve jeopolitik konumlarıyla, aldıkları her kararın küresel siyasete doğrudan etki ettiği aktörler.
Yakınlaşmanın kilidi ekonomide yatıyor
ABD’nin Trump yönetimi döneminde uyguladığı ticaret politikaları, Hint hükümetinin Batı’ya olan güveninde ciddi sarsıntılar yarattı. Washington yönetimi Hindistan’a uygulanan tarifeleri iki katına çıkararak birçok üründe vergileri %50’ye kadar yükseltti. Tekstil, mücevher, mobilya ve kimya ürünleri bu tarifelerin merkezinde yer aldı. Hindistan’ın başlıca ihraç sektörlerinin hedef alınması, ekonomide büyümeyi aşağı çeken bir unsur haline geldi. Hindistan’ın başekonomisti V. Anantha Nageswaran, bu tarifelerin 2025 yılı büyüme oranını 0,5–0,6 puan düşürebileceğini ifade etti. Böyle bir ortamda, Yeni Delhi stratejik özerkliğini korumak için yeni arayışlara yöneldi ve Çin bu boşluğu doldurmaya istekli bir partner olarak öne çıktı.
İkili ekonomik ilişkiler de sürecin en önemli ayağını oluşturuyor. Çin ve Hindistan, dünyanın en hızlı büyüyen iki pazarı. Böylesi dev ekonomilerin büyümesini sürdürebilmesi için yeni işbirliği alanlarına, yatırım fırsatlarına ve karşılıklı ticaretin önündeki engellerin kaldırılmasına ihtiyaç var. Bu nedenle otomotivden elektroniğe kadar birçok sektörde iki ülkenin şirketleri yeniden ortaklık görüşmelerine başladı. Hint basını bu havayı “olumlu bir atmosferin sanayiye can suyu olduğu” şeklinde nitelendirdi.
Buzlar BRICS zirvesinde kırılmaya başladı
Bütün bu gelişmeler, aslında 2024 yılının sonbaharında Rusya’nın Kazan kentinde düzenlenen BRICS Zirvesi’nde atılan ilk adımlara dayanıyor. Xi Jinping ile Narendra Modi, beş yıl aradan sonra burada ilk kez bir araya geldi. Bu buluşma, 2020’de sınırda yaşanan ölümcül çatışmaların ardından buzların çözülmesi bakımından tarihi bir dönüm noktasıydı. Xi, görüşmede “Ejderha ile filin bir araya gelmesi, yalnızca iki ülke için değil, tüm bölge için hayati önem taşıyor” sözleriyle dikkat çekti. Modi ise “Karşılıklı güven, saygı ve hassasiyet temelinde ilerlemek istiyoruz” açıklamasıyla bu mesajı güçlendirdi.
Kazan’dan sonra başlayan süreç, diplomatik temaslarla adım adım ilerledi. Önce sınır hattındaki askerlerin çekilmesi hızlandı. Ardından iki ülke dışişleri bakanlıkları düzeyinde görüşmeler gerçekleştirdi. Temmuz 2025’te Çin’in Dışişleri Bakan Yardımcısı Han Zheng, Yeni Delhi’de yaptığı açıklamada, “Pratik işbirliği alanlarını genişletmeliyiz, kısıtlayıcı tedbirlerden kaçınmalıyız” diyerek ilişkilerin ekonomik boyutuna vurgu yaptı. Ağustos ayında ise Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin Hindistan ziyareti, sürecin olgunlaştığının işaretiydi. Wang Yi, “İki ülke birbirini tehdit değil fırsat olarak görmeli” sözleriyle mesajını açıkça verdi. Bu temasların ardından, doğrudan uçuşların yeniden başlatılması, vize kolaylıkları ve hac ziyaretlerinin açılması gibi somut adımlar atıldı.
Jeopolitik denklem şekilleniyor
Ortaya çıkan olumlu atmosferin ardından 31 Ağustos–1 Eylül 2025’te Tianjin’deki ŞİÖ Zirvesi’nde Xi ile Modi bir kez daha yan yana geldi. Reuters, bu buluşmayı “güçlü bir dayanışma gösterisi” olarak nitelendirirken, Associated Press “sınır meseleleri Çin–Hindistan ilişkilerini tanımlamamalı” başlığını öne çıkardı. The Washington Post ise, Trump’ın tarifelerle Hindistan’ı sıkıştırmasının Yeni Delhi’yi Çin’e yaklaştırdığını belirterek “Çin, Trump’ın müttefiklerini yabancılaştırmasını fırsat bilerek kendisini istikrarlı bir ortak olarak sunuyor” yorumunda bulundu. Times of India, görüşme sonrası yükselen yatırım iştahını manşetine taşıdı ve “olumlu hava sanayiyi canlandırıyor” dedi. Economic Times ise elektronik ve otomotiv sektörlerinde hızlanan ortak girişim görüşmelerine dikkat çekerek “Hint ve Çin firmaları yeniden masada” ifadelerini kullandı.
Gelinen noktada, Çin ve Hindistan arasında Kazan’da başlayan yumuşama, ŞİÖ Zirvesi’nde adeta resmileşti. İki ülke arasındaki ilişkilerdeki bu yeni dönem, yalnızca ikili bağların yeniden canlanması değil, aynı zamanda küresel siyasette yeni bir sayfanın açılması anlamına geliyor.