Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada, Batılı ülkelerin Ukrayna’ya koşulsuz desteğinin nükleer güvenliği tehdit eden bir boyuta ulaştığını ifade etti. Zaharova, AB ve NATO’nun Kiev rejiminin sorumsuz eylemlerini gizleyerek, barışçıl nükleer tesislere yönelik saldırıları fiilen teşvik ettiğini vurguladı.
“Kiev’in nükleer altyapıya saldırılarını görmezden gelen Batılı ülkeler, yalnızca Ukrayna’yı cesaretlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda bu saldırıların doğrudan suç ortakları haline geliyorlar,” diyen Zaharova, Batı’nın bu politikalarının uluslararası hukuk açısından ciddi sonuçları olacağını kaydetti.
Zaporojye Nükleer Santrali hedef alınmıştı
Zaharova, 23 Eylül’de Ukrayna ordusunun Zaporojye Nükleer Güç Santrali (NGS) çevresinde düzenlediği saldırıyı hatırlatarak, “Dnepropetrovskaya yüksek voltaj hattının ağır hasar aldığını ve santrale dışarıdan elektrik akışının kesildiğini” söyledi.
Bu durumun Avrupa’nın en büyük nükleer santralinde güvenlik riskini artırdığını belirten Zaharova, Kiev’in “pervasız” eylemlerinin yalnızca Rusya’ya değil, bölgesel nükleer güvenliğe de tehdit oluşturduğunu ifade etti.
“Batı doğrudan suç ortağı”
Zaharova açıklamasında, “NATO ve AB ülkeleri, Ukrayna’nın bu saldırılarını finanse edip siyasi destek sağlayarak yalnızca teşvikçi değil, aynı zamanda fiilen saldırıların ortakları konumuna gelmiştir,” dedi.
Rus diplomat, Batı’nın Kiev’e askeri teknoloji, istihbarat ve mali yardım sağlamasının bu saldırıları mümkün kıldığını belirterek, “Bu destek olmadan bu tür provokasyonlar gerçekleşemezdi,” ifadelerini kullandı.
Rusya, son aylarda Zaporojye NGS çevresindeki saldırıların artmasından Ukrayna’yı sorumlu tutuyor. Moskova’ya göre, Kiev yönetiminin eylemleri yalnızca savaş suçu niteliği taşımıyor, aynı zamanda nükleer felaket riski oluşturuyor.
Zaharova, uluslararası topluma çağrıda bulunarak, “Batı’nın çifte standardını sonlandırması ve Ukrayna’nın nükleer tesislere yönelik saldırılarını açıkça kınaması gerektiğini” söyledi.