Dünya

Karayiplerde gerilim: Venezuela, savaş gemileri ve İHA’lar konuşlandırdı

ABD’nin Karayipler’e savaş gemileri göndermesiyle tırmanan gerilime karşı Venezuela egemenliğini savunmak için harekete geçti.

ABD’nin Karayipler’e savaş gemileri ve deniz piyadeleri göndermesiyle bölgede tansiyon yeniden yükselirken, Venezuela egemenliğine yönelik bu açık tehdide karşı sahaya savaş gemileri ve insansız hava araçları (İHA) konuşlandırdı.

Venezuela Savunma Bakanı Vladimir Padrino, sosyal medyada yayımlanan açıklamasında, ülkenin Karayip kıyıları boyunca “önemli” sayıda İHA görevlendirdiklerini ve daha büyük deniz unsurlarının da kuzeydeki karasularda devriye gezdiğini bildirdi.

Bu hamle, ABD’nin bölgeye üç destroyer ve yaklaşık 4.000 deniz piyadesi taşıyan bir amfibi filosu göndermesinin ardından geldi. Washington, bu adımı “uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele” bahanesiyle açıklasa da Caracas yönetimi, bu askerî hareketliliği Venezuela'nın egemenliğine yönelik doğrudan bir saldırı tehdidi olarak değerlendiriyor.

Trump’tan yeni gemi sevkiyatı, Venezuela’dan BM’ye çağrı

ABD yönetiminin Venezuela üzerindeki baskısı yalnızca savaş gemileriyle sınırlı değil. AFP’ye konuşan bir Amerikan yetkiliye göre, ABD Başkanı Donald Trump Karayipler’e iki savaş gemisi daha gönderme kararı aldı: Güdümlü füze kruvazörü USS Erie ve nükleer enerjili saldırı denizaltısı USS Newport News. Bu gemilerin önümüzdeki hafta bölgede olması bekleniyor.

Venezuela ise bu gelişmeleri uluslararası arenaya taşıdı. Caracas, Birleşmiş Milletler’e resmi başvuruda bulunarak ABD’nin Karayipler’deki askerî varlığının derhal sona erdirilmesini talep etti.

ABD’nin saldırgan politikalarına karşı net bir tutum sergileyen Devlet Başkanı Nicolás Maduro, 4.5 milyon kişilik Bolivarcı Milis’i seferber ettiklerini duyurdu. Maduro ayrıca, olası provokasyonları önlemek amacıyla ülke genelinde drone uçuşlarını 30 gün süreyle askıya aldıklarını açıkladı.

Washington ise baskı kampanyasını sürdürüyor. Maduro’nun yakalanması için verilen ödül 50 milyon dolara çıkarıldı. ABD, Venezuela liderini “uluslararası düzeyde bir uyuşturucu kaçakçısı” olmakla suçluyor. Caracas yönetimi ise bu suçlamaları asılsız, politik ve emperyalist bir karalama kampanyası olarak nitelendiriyor.

ABD’nin müdahale girişimi yeni değil

Venezuela ile ABD arasındaki diplomatik ilişkiler, 2019 yılında Washington’un, seçimle göreve gelen Maduro yerine muhalefet lideri Juan Guaidó’yu “geçici başkan” olarak tanımasıyla kopmuştu. Bu adım, Venezuela halkının iradesine açık bir müdahale olarak görülmüş ve ülkede büyük tepkiyle karşılanmıştı.

ABD, o tarihten bu yana Venezuela’ya ağır ekonomik yaptırımlar uygulayarak halkı zor durumda bırakmaya çalıştı. Ancak Maduro, tüm bu baskılara rağmen son seçimlerde üçüncü kez devlet başkanlığı görevine seçilerek halk desteğini bir kez daha ortaya koydu.

Caracas yönetimi, ABD’nin tüm baskılarına rağmen halkın iradesine ve ülkenin bağımsızlığına sahip çıkma kararlılığını sürdürüyor.

Venezuela’nın çağrısı net: Yabancı müdahaleye hayır, barışa ve egemenliğe evet.