Zülal Çelik

Son yıllarda yapay zeka, küresel gündemin en önemli konularından biri haline geldi. Teknoloji devrimleri, ülkeler arasındaki rekabeti daha da kızıştırırken, yapay zekanın gelişimi konusunda temel bir soru ortaya çıkıyor: Uluslararası toplum, bu teknolojinin tadını tek başına çıkarmak için yüksek duvarlar mı örmeli, yoksa el ele vererek akıllı bir geleceği birlikte mi inşa etmeli?

Çin'in insan merkezli yaklaşımı

Çin, yapay zeka konusunda "insan merkezli ve samimi iş birliği" anlayışını benimseyerek küresel bir vizyon ortaya koyuyor. Bu anlayış, yapay zekanın sadece ticari veya askeri bir araç olmasının ötesinde, insanlığın ortak refahına hizmet etmesi gerektiğini savunuyor. Çin’in sunduğu bu model, teknolojinin yalnızca belirli ülkelerin çıkarlarına hizmet etmesini değil, küresel çapta fayda sağlamasını amaçlıyor.

Dünya, açlık, hastalık ve iklim değişikliği gibi birçok küresel meydan okumayla karşı karşıya. Yapay zeka, bu sorunların üstesinden gelmek için devrim niteliğinde çözümler sunma potansiyeline sahip. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla gerçekleşmesi için ülkelerin iş birliği içinde hareket etmesi gerekiyor. Küresel veri paylaşımı, araştırmaların ortaklaşa yürütülmesi ve etik standartların belirlenmesi, ancak uluslararası diyalog ve dayanışma ile mümkün olabilir.

Buna karşın, bazı ülkeler "Öncelikle benim" anlayışı doğrultusunda, yapay zeka alanındaki gelişmeleri tekelleştirme yoluna gidiyor. Bu korumacı politikalar, küresel ilerlemeyi yavaşlatmanın yanı sıra, yapay zekanın sadece belirli güçlerin elinde yoğunlaşmasına neden olabilir. Oysa teknolojinin ilerlemesi, sınırları aşan bir iş birliği gerektirir. Yapay zeka, belirli ulusal çıkarları korumak için değil, insanlığın ortak geleceğini iyileştirmek için kullanılmalı.

Egzersiz yapmak, kanser tedavisinin yan etkilerini azaltabiliyor Egzersiz yapmak, kanser tedavisinin yan etkilerini azaltabiliyor

Örneğin, Çin merkezli yapay zeka modeli DeepSeek'in piyasaya sürülmesi, özellikle ABD tarafından endişeyle karşılandı. DeepSeek, ileri düzey dil işleme ve problem çözme yetenekleriyle dikkat çekerken, ABD’nin bu tür gelişmeleri kendi teknoloji üstünlüğüne tehdit olarak gördüğü belirtiliyor. Bazı Batılı uzmanlar, Çin’in bu alandaki ilerlemelerinin küresel dengeleri değiştirebileceğini ve rekabetin daha da sertleşeceğini öngörüyor.

Rekabeti engellemek, gelişmeyi engellemektir

Edinilen bilgilere göre Çin, yapay zeka eğitimi ve yoğun işlem kapasitesi gerektiren akıllı bilişim hizmetlerinde kullanmak üzere su altı bilgisayar ağı geliştirdi. Yüksek kapasiteli 400 sunucudan oluşan ağın, 30 bin adet son model oyun bilgisayarının işlemci gücüne sahip olduğu ve sıradan bir bilgisayarın 1 yılda yapabileceği hesaplamaları 1 saniyede yapabildiği aktarıldı. Büyük ölçekte veri işlemeyi gerektiren yapay zeka uygulamalarını destekleyen sistemin, Çinli şirket DeepSeek'in yapay zeka uygulamasını çalıştırdığında saniyede 7 bin sorgu yapabileceği kaydedildi. Benzer şekilde, Huawei'nin Ascend çipleri ve SenseTime'ın gelişmiş yapay zeka görüntü tanıma sistemleri de Batı’da endişeye neden oldu. Huawei, yapay zeka destekli çipleriyle büyük bir atılım yaparken, SenseTime’ın geliştirdiği yüz tanıma teknolojileri, Batı’daki veri güvenliği tartışmalarını alevlendirdi. ABD ve bazı Avrupa ülkeleri, Çinli yapay zeka şirketlerine çeşitli kısıtlamalar getirerek rekabeti engelleme yoluna gitti.

Buna karşılık, Çin, yapay zekanın sınırları aşan bir iş birliği gerektirdiğini ve bu teknolojinin tüm insanlığa fayda sağlaması gerektiğini savunuyor. Çinli yetkililer, Kuşak ve Yol İnisiyatifi çerçevesinde yapay zeka iş birliklerini artırarak, gelişmekte olan ülkelerin de bu alanda ilerleme kaydetmesine yardımcı olacak projeler geliştiriyor.

Sonuç: İş birliği kaçınılmaz

Geleceğin yapay zeka ekosistemini şekillendiren en büyük soru, küresel toplumun hangi yolu seçeceği. Çin’in "insan merkezli yapay zeka" kavramı, küresel iş birliği için güçlü bir model sunarken, teknolojinin yalnızca belli ülkelerin tekelinde olmaması gerektiğini gösteriyor. Yapay zeka, küresel sorunlara çözüm bulmada kritik bir rol oynayacaksa, uluslararası iş birliği ve etik kurallar çerçevesinde gelişmeli. Gelecekte parlak bir yapay zeka dünyası yaratmak için tek yol, dayanışma içinde hareket etmek.