HTŞ Yönetimi ile SDG arasında orduya entegrasyon konusunda anlaşmaya varıldı. Yapılan açıklamada, SDG sözde komutanı Mazlum Abdi ve HTŞ lideri Ahmed El-Şara imzaladığı anlaşmanın, Suriye'nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumların devlet yönetimi altında birleştirilmesini, ateşkes sağlanmasını ve tüm Suriyelilerin anayasal haklarının garanti altına alınmasını öngördöğü belirtildi.
YPG'nin sözde askeri yapılanması PYD'nin Dış İlişkiler Sözcüsü Salih Müslim, SDG lideri Mazlum Abdi ve Suriye'deki HTŞ hükümeti lideri Ahmed El-Şara arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin ANF’ye konuştu.
Salih Müslim, anlaşma metninin Öcalan’ın gönderdiği mektupla uyumlu olduğunu söyledi. Müslim, “Bundan sonra biz hem içerde hem dışarda, tüm yönleri ile bu devletin ortağıyız” dedi.
Müslim’in röportajından öne çıkan başlıklar:
“Bu anlaşma metni ile Rojava Devrimi perçinlendi diyebiliriz. Bundan sonra biz hem içeride hem dışarıda, tüm yönleriyle bu devletin ortağıyız. Uluslararası anlamda da arabulucu güçler vardı, o güçler de paylarına düşeni yapacaktır” diyen Salih Müslim, bu anlaşma metninin Öcalan'ın Rojava’ya gönderdiği mektupla uyumlu olduğunu söyledi. Müslim, bazı çevrelerin iddia ettiği gibi Apo’nun Rojava için kesinlikle silahsızlanmadan bahsetmediğini ifade etti.
Salih Müslim, anlaşmanın PKK'nın Suriye'deki sözde çatı oluşumu SDG'nin ortak toplantısında kararlaştırıldığının altını çizdi. Müslim, "7-8 maddelik bir anlaşma olacağı kararlaştırılmıştı. Komiteler oluşturulacak ve detaylar o komiteler arasında konuşulacak" dedi.
"Bu devletin her şeyine ortak oluyoruz"
Müslim, "Bu anlaşma ile Rojava Devrimi perçinlendi diyebilir miyiz? En azından bölgesel anlamda Rojava statü kazandı diyebilir miyiz?" sorusuna, "Evet, perçinlendi diyebiliriz. Biz bu kadar savaştık ve bu kadar mücadele ettikten sonuçta artık her şeye ortak oluyoruz; bunu diyebiliriz. Bu devletin her şeyine ortak oluyoruz. Yönetimine, anayasasına, yaşamına, ekonomisine, her şeyine ortak oluyoruz" diye yanıt verdi.
"Birinci madde ile başlayalım, 'Tüm Suriyelilerin dini ve etnik kökenlerine bakılmaksızın siyasi sürece ve tüm devlet kurumlarına yetki ve sorumluluk temelinde temsil ve katılım haklarının garanti altına alınması.' Bu aslında Rojava’da uygulanan tüm toplumsal kesimlerin birlikte yaşamını hedefleyen bir projeydi. Bu proje tüm Suriye'nin geneline mi uygulanacak yoksa sadece Rojava için mi konuşulmuş?" sorusuna Salih Müslim, "Hayır, sadece Özerk Yönetim için değil, tüm Suriye için uygulanacak. Detaylar konuşulacak ancak bu tüm Suriye içindir" diye yanıt verdi.
Kürtlerin Suriye'de eşit vatandaşlık haklarının hepsini elde edeceklerinin altını çizen Salih Müslim, "Çeteler saldırılarına devam ederse birlikte savaşmayı gerektirir" dedi.
"Kuzey ve Doğu Suriye’deki tüm sivil ve askeri kurumların sınır kapılarının, havaalanları, petrol ve doğal gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimine entegre edilmesi. Bu maddeye ilişkin ne söylersiniz?" sorusuna Salih Müslim, Nusaybin ve El-Yaarubiye gibi sınır kapılarını Şam hükümetiyle beraber yöneteceklerini açıklarken, "Buralardan gelen gelirlerin dağılımına, yönetimine birlikte karar vereceğiz. Yani bu da kanunlara ve anlaşmalara bağlı olacak. Anlaşmalarda bunların detayları oluşturulacaktır" ifadelerini kullandı.
"Bir diğer madde ise, yerlerinden edilmiş tüm Suriyelilerin kendi kasaba ve köylerine geri dönmelerinin sağlanması ve Suriye devleti tarafından korunmalarının sağlanması. Özellikle burada ilk akla gelen Afrin, Tel Abyad ve Resulayn. Bu bölgelere dönük plan nedir? Bu anlaşmadan ne anlıyoruz?" sorusuna Salih Müslim şöyle yanıt verdi:
"Herkesin kendi yerine dönmesi sağlanacak. Bazılarının evlerine el konulmuş, dışardan gelenler yerleştirilmiş. Bu insanlar eski yerlerine dönecekler."
Salih Müslim, Türkiye'nin kontrol ettiği topraklar için "işgal" iftirasını atarak, "Bir manada buraların Türkiye işgalinden kurtulması demektir" şeklinde konuştu.
"Ne varsa ortak oluyoruz"
Salih Müslim, uluslararası güçlerin anlaşmada arabulucu olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
"Hem bizim yönetimimizin hem de Suriye yönetiminin arabulucuları vardı. Demek ki bu arabulucular onaylamış ve burada herkes kendi payına düşeni yapacaktır. Yani biz resmen bu devletin bir ortağıyız. Biz bu devletin işlerinde hem içerde hem dışarda ne varsa ortak oluyoruz."
"Apo'nun belirttiği noktaların dışına çıkmış değiliz"
Salih Müslim, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın Rojava'ya gönderdiği mektupla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"O mektup yönetime geldi. Kısacası benim bildiğim kadarıyla, o mektup bizim doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Yani Suriye’nin bir parçası olmak, beraber olmak, barışı sağlamak. Yani biz o mektupta söylenenlerin dışında değiliz. Yani Apo'nun belirttiği noktaların dışına çıkmış değiliz."
"Siz mektubu okudunuz mu?" sorusuna Müslim, şunları söyledi:
"Mektubun içeriği bana iletildi, o mektupta neler olduğunu duydum. Biz prensip olarak barışmayı ve bu devletin bir parçası olmayı kabul ediyoruz. Tabii kendi haklarımızı, özgünlüklerimizi korumak şartıyla bu devletin içinde yerimizi alacağız. Zaten biz baştan beri de bunu söylüyorduk. Yani bunun dışında çıkmış değiliz. Şimdi siz yandaş medyadan bahsediyorsunuz. Yandaş medya, bugün yapılan bu anlaşmayı ‘teslimiyet’ olarak görecektir veya böyle propaganda yapacaktır. Ancak gerçek öyle değildir. Böyle bir anlaşmaya varılması bizim için büyük bir kazanımdır. Keşke Türkiye'nin güneydoğusunda da böyle bir şey olsaydı, çok iyi olurdu."
"Apo, Rojava'ya ilişkin gönderdiği mektupta herhangi bir silahsızlanmadan veya öz savunmanızdan geri adım atmanıza dair bir söylemi var mı?" sorusuna Salih Müslim, "Hayır, öyle bir şey yok. Kesinlikle yok" dedi.
"Peki ortaya çıkan bu anlaşma metni Apo’nun Rojava’ya ilişkin tahayyül ettiği perspektife uygun diyebilir miyiz?" sorusuyla ilgili şunları dedi:
"Suriye’nin bir parçasıyız. Beraber yaşamak istiyoruz. Kendi özgünlüğümüzü korumak istiyoruz. Bunların hepsi bu anlaşma metninin içinde var."