Son günlerde adından sıkça bahsedilen menajer Ayşe Barım, yeni bir suçlamayla gündemde. Barım ilk olarak ‘televizyon dünyasında tekelleşme yaptığı’ iddiasıyla gündeme gelmişti. Bu iddianın devamında yapılan suç duyurularıyla birlikte Barım, ‘Çalışma hürriyetinin ihlali’ ve ‘şantaj’ suçlamalarından dolayı ifade verdi. Beraberinde Serenay Sarıkaya gibi ünlü isimlerin ifade verdiği soruşturma kapsamında Barım'a yurtdışı yasağı verilmişti. Geçtiğimiz cuma günü ise Ayşe Barım apar topar gözaltna alındı. Barım,  Gezi Parkı protestolarına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında  Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engellemeye teşebbüse yardım etme suçundan tutuklandı. İşte tüm detaylar...

Ayşe Barım, tekelleşmeye mi sebep oldu?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Serenay Sarıkaya gibi bazı sanatçıların ve oyuncuların menajerliğini yapan Ayşe Barım hakkında sosyal medya platformlarındaki paylaşım ve haberlerdeki iddialar ihbar kabul edilerek maddi gerçeğin ortaya çıkartılması için re'sen soruşturma başlatılmıştı.

Soruşturmanın 'çalışma hürriyetinin ihlali' ve 'şantaj' gibi iddialara ilişkin olduğu öğrenilmişti. Soruşturma kapsamında Barım hakkında yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri de uygulanmıştı.

Soruşturma çerçevesinde oyuncu Serenay Sarıkaya, dün tanık sıfatıyla ifade vermek üzere Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. Adliyeye vatandaş girişinden giren Sarıkaya, avukatı ile birlikte daha sonra Talimat Bürosu'nda yaklaşık 30 dakika ifade verdi.

İfade işlemlerinin ardından adliyenin B kapısı önünde basın mensuplarına açıklama yapan Sarıkaya, "Her şey yolunda, bir problem yok çok şükür. Hakkımızda çıkan yalan ve iftira. Gerçekten noktasına, virgülüne kadar aslı astarı olmayan gerçek dışı iddiaların son bulması için ifademe başvuruldu. İfademi verdim, hiçbir problemim yok. Kendi adıma, benim adıma da yönlendirilen bu iddialar ve iftiralarla alakalı ben de hukuki bir süreç başlatacağım.." dedi. 

Barım'ın Gezi Parkı olaylarıyla alakası ne?

Gezi Parkı olaylarının planlayıcılarından olduğu gerekçesiyle hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan, bazı sanatçı ve oyuncuların menajerliğini yapan Ayşe Barım, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan tutuklanması talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Taksim'deki Gezi Parkı odaklı olaylara iştirak ettiğine ilişkin yazılı ve görsel medyada çıkan iddialara ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve İstanbul Adliyesi'ne sevk edilen Ayşe Barım'ın savcılıktaki işlemleri tamamlandı.

Barım, ifadesinin ardından "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan tutuklanması talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilmişti. 

Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Barım'ın "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan tutuklanmasına karar verdi.

Savcılığın sevk yazısı ortaya çıktı

Tutuklanması istenilen, ünlü sanatçı ve oyuncuların menajerliğini yapan Ayşe Barım hakkındaki sevk yazısı ortaya çıktı. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Taksim'deki Gezi Parkı odaklı olaylara iştirak ettiğine ilişkin yazılı ve görsel medyada çıkan iddialara ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ayşe Barım'ın İstanbul Adliyesi'ndeki işlemleri sürüyor.

Soruşturma kapsamında, savcılığın nöbetçi sulh ceza hakimliğine gönderdiği sevk yazısında, Gezi Parkı odaklı olaylar ve sonrasındaki yargılama süreci anlatıldı.

Sevk yazısında, gezi davasının firari sanığı Mehmet Ali Alabora'nın eylemlerde aktif rol alarak, sosyal medya üzerinden ve park içinde yaptığı açıklamalarla olayların büyümesini ve canlı tutulmasını sağladığı kaydedildi.

Soruşturmanın konusu ve amacının Gezi Parkı eylemlerine katılanlar olmadığı vurgulanan yazıda, sivil toplum hareketlerini yönlendirip kullanarak ve şiddete evirerek, mevcut hükumetin ortadan kaldırılmasını amaçlayan organizasyonunun tüm yönleriyle açığa çıkartılması olduğu aktarıldı.

Ayşe Barım, savcılıkta ne ifade verdi?

Ayşe Barım, savcılıktaki ifadesinde, 2002'de sahibi olduğu menajerlik şirketini kurduğunu, aylık gelirinin 300 bin lira olduğunu belirtti.

Gezi Parkı eylemlerinin başlangıcında, konuyla ilgili Mayıs 2013'te kimsenin kendisini aramadığını öne süren Barım, Muhteşem Yüzyıl isimli dizide oynayan, beraber çalıştıkları bazı oyuncularla Gezi Parkı'ndaki eylemlerin başlangıcında buraya gittiklerini aktardı.

Barım, "Tam hatırlayamamakla birlikte onlardan birinin arayarak, setten çıkarak Gezi Parkı'na gideceğini, 'Çocuklar ne yapıyor diye bakmak istiyoruz.' dediğini hatırlıyorum. Ben de bireysel olarak kendim gittim, oyunculara eşlik etmek üzere buluştum." beyanında bulundu.

Barım, Gezi Parkı'na hatırladığı kadarıyla 1 ya da 2 kez gittiğini, buradaki eylemlerde rol oynayan kurum ve kuruluşlarla, topluluk veya oluşumla resmi veya gayri resmi ilişkisinin bulunmadığını, oyuncularından kimseyi buralara yönlendirmediğini savundu.

Hakkında çıkan "Evimde hepsinin kaseti var, siz rahat olun. Gezi'de ne yaptıysam şimdi daha iyisini yapacağım, elleri mahkum" şeklindeki haberleri iftira olarak nitelendiren Barım, "Gezi Parkı döneminde, benim yakın çevrem beni çok iyi tanır ve bilir. Ben yakın olduğum, ortak iş yaptığım sanatçılarla hiçbir zaman meydana çıkıp beyanat vermedim. Onlara da böyle bir açıklama yapma hususunda herhangi bir yönlendirme ve telkinim asla olmadı. Bahse konu sanatçılara benim talimat vermem gibi bir durum söz konusu olamaz." savunmasını yaptı.

Gezi Parkı bildirisinin kim tarafından yapıldığını bilmediğini iddia etti

Birlikte çalıştığı oyunculardan kimsenin kendisine "Gezi Parkı'na gidelim." şeklinde yönlendirme yapmadığını iddia eden Barım, Mehmet Ali Alabora ile ilgili görüşmelerinin sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Onunla (Mehmet Ali Alabora) o dönem Oyuncular Sendikası Başkanı olması nedeniyle, oyuncularla yakın temas içerisinde olduğundan görüşürdüm. Alabora'nın o dönem sosyal medyada hedef haline geldiğini hatırlıyorum, bu tape içeriğindeki metin için kendisiyle görüşmüşümdür. Başkaca irtibatıma bakıldığında kendisi ile görüşmem hiç yoktur. Birlikte çalıştığım oyuncularımın başlarına bu süreçte provokatif bir eylem gelmesinden endişe duymamdan ve Mehmet Ali'nin Oyuncular Sendikası Başkanı olması sebebiyle aramışımdır."

Barım, #HelpTurkey isimli paylaşımların sorulması üzerine  kendisiyle ilgisinin olamayacağını, oyuncularına yönlendirme yapmadığını söyledi, bilgisayarında ele geçirilen "Occupy Gezi Kadın" isimli görseli birisinin kendisine göndermiş olabileceğini, bu resimdeki kişiyi Bergüzar Korel'e benzetmiş olduğu için sakladığını savundu.

Sulh ceza hakimliğinin kararı

Ayşe Barım hakkındaki nöbetçi sulh ceza hakimliğinin karar yazısında, şüphelinin üzerine atılı suçun vasfı, fezleke içeriği, HTS kayıtları, sevk yazısında soruşturmanın geniş çaplı devam ettiği ve delillerin toplanma aşamasında olduğunun belirtilmesi dikkate alındığında, Barım hakkında somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu belirtildi.

Barım'ın üzerine atılı suçun katalog suçlardan olması nedeniyle tutuklama sebebinin var kabul edilebileceği bildirilen kararda, şüpheliye isnat edilen suç için kanunda öngörülen ceza miktarı ile suçun konusu ve ağırlığı dikkate alındığında, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı kanaatine varıldığı aktarıldı.

Kararda, şüpheli Barım'ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebi doğrultusunda tutuklanmasına karar verildiği bildirildi.

Barım;danışılan ve onayı alınan kişi mi?

Barım'ın menajerlik şirketine bağlı oyuncuların 2021'de Türkiye'de yaşanan orman yangını ve depremlerden sonra Türkiye'yi uluslararası arenada yetersiz gösterme adına sosyal medyadaki "#HelpTurkey" kampanyasına eş zamanlı olarak katıldıkları tespitinin soruşturmaya dahil edildiği kaydedilen yazıda, şüpheliye ait şirketin faaliyetlerinin amacının dışına çıkarak etki ajanlığına yöneldiği, iş yerinde yapılan aramada ise #Occupygezi - solidariedade com o poyo Turco (Gezi işgali- Türk halkıyla dayanışma) ibareli dokümanlar bulunduğu kaydedildi.

Yazıda, Barım'ın Gezi Davası'nın ana faillerinden firari sanık Mehmet Ali Alabora ve Çiğdem Mater Utku ile doğrudan irtibatlı olmasının yanında kendisinin irade gösteren, danışılan ve onayı alınan kişi olarak tespit edildiği vurgulandı.

Barım'ın bu şekilde olayları planlayan, örgütleyen ve yönlendiren, iradesi sorularak bu yönde kendisinin karar bildirerek yön verici ve belirleyici olduğu değerlendirmesi yazıda yer aldı.

Şüpheli Barım'ın kendi şirketine bağlı toplumda tanınan oyuncuları gezi eylemlerine yönlendirdiği belirtilen yazıda, oyuncuların toplumda tanınırlığını ve etki gücünü de kullanarak daha fazla kitleselleşmesini amaçladığı ve bunda da kısmen başarılı olduğu aktarıldı.

Sevk yazısında, soruşturmada "tanık" olarak ifadesi alınan oyuncuların beyanlarında, kendi iradeleriyle eylemlere katıldığını beyan etseler de Barım ile eylemlerin başladığı döneme dair yoğun irtibatlarının içeriğini, hayatın olağan akışına uygun olarak açıklayamadıkları kaydedildi.

Tanık oyuncuların, iç ve dış kamuoyu tarafından günlerce takip edilen ve gündemde tutulan gezi olaylarının kitleselleşmeye başladığı dönemde Barım ile görüşme içeriklerinin bulunduğu belirtilen yazıda, oyuncuların eylemlerin olduğu dönemde Gezi Parkında Barım'la bulunmalarına rağmen kaçamaklı cevaplarının şüpheliyi kayırma amacıyla verildiği aktarıldı.

Suçlamaların odağındaki Ayşe Barım kimdir, mesleği ne ?

Ayşe Barım, ortaokul ve lise öğrenimini İstanbul'da İstiklal Caddesi üzerinde bulunan English High School for Girls (EHSG) okulunda tamamladı. Günümüzde Nişantaşı ve Beyoğlu Anadolu Liseleri olarak eğitim veren okuldan mezun olduktan sonra, yüksek öğrenimini Boğaziçi Üniversitesi'nde sürdürdü. Burada İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Ayşe Barım, İstanbul'daki eğitim hayatını tamamladıktan sonra Londra'ya taşındı. Londra'da iki yıl yaşayan Barım, burada iletişim üzerine eğitim aldı.

Kariyerine 1992 yılında adım atan Ayşe Barım, 2001 yılına kadar promosyon direktörlüğü, reklam ve halkla ilişkiler müdürlüğü, müşteri ilişkileri direktörlüğü ve genel müdür yardımcılığı gibi birçok önemli görevde yer aldı. 

Kanal D, ATV ve Hürriyet çatısı altında promosyon direktörlüğü yapan Ayşe Barım, daha sonra reklam ve halkla ilişkiler müdürlüğü pozisyonunda görev aldı. Akmerkez, Klan-Euro RSCG, 1 Numara Hearst Yayıncılık ve son olarak da DMC'de çalışarak deneyim kazandı. Genel müdür pozisyonuna kadar yükselen Barım, ardından kendi şirketini kurarak başarılı kariyerine yeni bir yön verdi.

Ayşe Barım ID İletişim Şirketi'ni ne zaman kurdu?

Ayşe Barım, 33 yaşındayken kurduğu ID İletişim Şirketi çatısı altında yıllardır birbirinden ünlü isimlere menajerlik hizmeti sunuyor. 2002 yılında kurulan ID İletişim, menajerlik hizmetlerinin yanı sıra sosyal medya yönetimi, dizi ve sinema filmlerinde basın danışmanlığı gibi farklı alanlarda da hizmet veriyor. Barım, sektördeki tecrübesiyle pek çok ünlü ismin kariyerine yön vererek önemli bir yer edinmiş durumda.

Ayşe Barım, ülkemizde pek çok ünlünün menajerliğini yapan ve medya ile sanat dünyasında önemli bir konumda bulunan bir isim olarak tanınıyor. Çalışmadığı ünlü neredeyse yok diyebiliriz. Zira Barım, ünlülerin yanı sıra tiyatro, dizi ve film projelerinin basın danışmanlığını da başarıyla yürütüyor.

ID İletişim oyuncuları kimler?

Ahmet Rıfat Şungar

Ali Atay

Alp Navruz

Aslı Enver

Aslıhan Gürbüz

Dünyanın en yaşlı insanı, Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi
Dünyanın en yaşlı insanı, Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi
İçeriği Görüntüle

Bensu Soral

Bergüzar Korel

Berkay Ateş

Bige Önal

Birce Akalay