Türkiye’de yükseköğretim sistemine ilişkin önemli bir başlık yeniden kamuoyunun gündemine girdi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, lisans eğitiminin üç yıla düşürülmesine imkân tanıyacak daha yoğun bir model üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Açıklamaya göre hedef, programların öğrenim çıktıları ve kredi yükü korunarak daha kısa sürede tamamlanması.
Erol Özvar, mevcut iki yarıyıllı akademik takvim yerine üç yarıyıllı bir yapı üzerinde durulduğunu belirtti. Bu modelle öğrencilerin toplam kredi ve ders içeriklerinden vazgeçmeden, daha yoğun bir eğitim yılıyla üç yılda mezun olabilmesi amaçlanıyor. Çalışmanın, yeni akademik yılda uygulanabilecek somut bir modele dönüştürülmesinin hedeflendiği ifade ediliyor.
“Asıl sorun süre değil nitelik”
Tartışmaya ilişkin değerlendirmede bulunan İstanbul Kültür Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Sinan Alçın, meselenin yalnızca eğitim süresinin kısaltılması üzerinden ele alınmasının, yükseköğretimdeki nitelik sorununu görünmez kıldığını belirtiyor. Alçın’a göre Türkiye’de üniversite mezunlarının yalnızca yaklaşık dörtte biri eğitimine uygun bir işte çalışabiliyor.
Alçın, gençler açısından temel sorunun erken mezuniyet değil, daha donanımlı ve nitelikli mezuniyet olduğunu vurgularken, üretim ve istihdam yapısının da bu niteliği karşılayacak düzeyde olmadığını dile getiriyor.
Üç yıllık lisans modelinin Avrupa ülkelerindeki örneklerle gerekçelendirildiğini hatırlatan Alçın, Türkiye’deki kredi ve ders yükü hesaplamalarının aynı kaliteyi yansıtmadığını ifade ediyor. Eğitimin içeriği ve öğretim niteliği tartışılmadan yapılacak sayısal kısaltmaların, üniversitelerin zaten eleştirilen yapısını daha da zayıflatabileceği uyarısında bulunuyor.
Tartışmanın bir diğer boyutunu yabancı öğrenci politikası oluşturuyor. Alçın’a göre “üç yılda lisans mezuniyeti” söylemi, Türkiye’yi yabancı öğrenciler açısından daha cazip kılmayı hedefleyebilir.