Charlie Kirk’ün suikast sonucu hayatını kaybetmesinin ardından ABD Temsilciler Meclisi’nde başlayan siyasi tartışmalar, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında karşılıklı kınama hamlelerine dönüştü.
ABD Kongresi'nde giderek sertleşen siyasi atmosfer, yeni bir gerilim hattı ile dikkat çekiyor. Cumhuriyetçi Temsilci Nancy Mace, Demokrat Temsilci Ilhan Omar’a yönelik bir kınama (censure) karar tasarısı sunarak, Omar’ın Kongre komitelerinden çıkarılmasını talep etti. Gelişme, sağcı aktivist Charlie Kirk'ün öldürülmesinin ardından Omar’ın bu konuda yaptığı yorumlar ve sosyal medyada paylaştığı içeriklerin muhafazakâr çevreler tarafından tepkiyle karşılanmasıyla gündeme geldi.
"Kirk'e yönelik nefretin yayılmasına katkı sağlıyorsunuz"
Kirk'ün ölümüne dair yapılan bir söyleşideki ifadeleri öne çıkaran Mace, Omar’ı, “ölümü küçümsemekle ve Kirk’e yönelik nefretin yayılmasına katkı sağlamakla” itham etti. Buna karşılık, Omar’ın sözcüsü yaptığı açıklamada, Kongre üyesinin suikastı ilk kınayan isimlerden biri olduğunu ve yorumlarının Kirk'ün fikirleriyle ilgili tarihsel bir değerlendirme içerdiğini vurguladı. “Şiddeti haklı göstermek veya ölümü kutlamak gibi bir ima kesinlikle söz konusu değildir,” denildi.
Öte yandan Demokrat Temsilci Greg Casar da Cumhuriyetçi Cory Mills’e yönelik kınama kararını Meclis’e sundu. Casar, Mills’i bir saldırı olayıyla ve eski kız arkadaşına ait olduğu iddia edilen müstehcen görüntülerin yayımlanması yönünde tehditte bulunmakla suçladı. Mills ise tüm suçlamaları reddettiğini duyurdu.
Bu gelişmeler, ABD’de siyasi kutuplaşmanın sadece söylemsel düzeyde kalmadığını, artık Meclis içinde resmi yaptırımlarla da şekillendiğini gösteriyor. Eskiden nadir başvurulan bir araç olan kınama kararı, son yıllarda Kongre'de hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar tarafından daha sık kullanılmaya başlandı.
Kirk'e ne olmuştu?
Amerikalı aşırı sağcı aktivist ve Turning Point USA'nın kurucusu olan Charlie Kirk, geçtiğimiz günlerde suikaste uğrayarak hayatını kaybetmişti. Ölümüne dair soruşturmalar halen sürüyor. Cumhuriyetçi kanat, Kirk’ün ölümünü siyasi bir saldırı olarak değerlendirerek bu tür eylemlere karşı daha sert söylemler geliştirdi. Kirk'ün ölümünden sonra birçok Cumhuriyetçi siyasetçi, bu olayın “sol kaynaklı şiddetin ürünü” olduğunu iddia etti.