Arakçi, Tel Aviv yönetiminin bu kitle imha silahlarını kullanabilme konusunda beyanlarda bulunduğunu ve mevcut İsrail yönetiminin bu potansiyele sahip olduğunu belirterek, "İsrail'in nükleer tehdidi, bölgedeki güvenlik denklemini değiştirecek ve diğerlerini nükleer konumlarını gözden geçirmeye zorlayacak" ifadelerini kullandı.
Hamaney'in nükleer silahları yasaklayan fetvası ve İran'ın atom bombası üretebilme kapasitesi
İran lideri Hamaney, 2000'li yılların başında fetva çıkararak nükleer silahların geliştirilmesini veya kullanılmasını yasaklamıştı.
İsrail'in 1 Nisan'da İran'ın Şam'daki konsolosluğuna saldırısından sonra ülkede bazı siyasiler, Hamaney'in fetvasının değişebileceğini ve İran'ın da nükleer silah üretebileceğini iddia etmişti.
Helikopter kazasında hayatını kaybeden Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ise 27 Nisan'da yaptığı bir konuşmada, Hamaney'in fetvası doğrultusunda ülkesinin nükleer ve savunma doktrininde, nükleer silah üretimine yer olmadığını söylemişti.
Son olarak İran lideri Hamaney'e bağlı Dış İlişkiler Stratejik Konseyi'nin Başkanı Kemal Harrazi, 13 Mayıs'ta yaptığı bir konuşmada, ülkesinin İsrail tarafından nükleer silahla tehdit edilmesi halinde Tahran'ın nükleer silah üretimiyle ilgili stratejisini değiştirmek zorunda kalacağını belirtmişti.
Harrazi, "Devrim liderliğinin (Hamaney), nükleer silahların yasak olduğu yönünde fetvası var ancak düşman sizi tehdit ederse doktrininizi değiştirmeniz gerekir" ifadesini kullanmıştı.
Uluslararası Atom Enerjisi Başkanı Rafael Mariano Grossi, Tahran'ın, istemesi halinde 'birkaç' nükleer bomba yapmaya yetecek kadar zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğunu duyurmuştu.