Foto Galeri

En anlamlı beş şiir! Unutulmayan en güzel şiirler: Bu şiirler kalbinize dokunacak

Her duyguyu dile getirebilecek bir şiir vardır edebiyatın derinliklerinde. İçimizden geçen her his, bir şairin kaleminde şekil bulur, kelimelere dökülür. Şiir, bazen sözcüklerle ifade edemediğimiz, ancak ruhumuzun derinliklerinde taşıdığımız duyguları dışa vurmanın en güzel yoludur. Ülkemizde, dilimizin inceliklerine vakıf öyle şairler var ki; onların kaleminden çıkan satırlar, bazen bizleri anlatan tek kelimeye dönüşür. İşte, zamanın ruhunu ve içsel dünyamızı yansıtan beş şiir...

Yahya Kemal Beyatlı - Sessiz Gemi Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu! Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Özdemir Asaf - Lavinia Sana gitme demeyeceğim. Üşüyorsun ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar. Yanımda kal. Sana gitme demeyeceğim. Gene de sen bilirsin. Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, İncinirsin. Sana gitme demeyeceğim, Ama gitme, Lavinia. Adını gizleyeceğim Sen de bilme, Lavinia.

Cahit Sıtkı Tarancı – Otuz Beş Yaş Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz; Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Attilâ İlhan – Ben Sana Mecburum Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum. Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor Bu şehir o eski İstanbul mudur Karanlıkta bulutlar parçalanıyor Sokak lambaları birden yanıyor Kaldırımlarda yağmur kokusu Ben sana mecburum sen yoksun.

Nâzım Hikmet Ran – Memleketimden İnsan Manzaraları Haydarpaşa garında 1941 baharında saat on beş. Merdivenlerin üstünde güneş yorgunluk ve telâş Bir adam merdivenlerde duruyor bir şeyler düşünerek. Zayıf. Korkak. Burnu sivri ve uzun yanaklarının üstü çopur. Merdivenlerdeki adam - Galip Usta - tuhaf şeyler düşünmekle meşhurdur: ‘’ Kâat helvası yesem her gün ‘’ diye düşündü 5 yaşında. ‘’ Mektebe gitsem ‘’ diye düşündü 10 yaşında. ‘’ Babamın bıçakçı dükkânından Akşam ezanından önce çıksam ‘’ diye düşündü.