Yazar: Zülal Çelik
Günümüzde dünya, yüzyılda bir görülen büyük değişimlerden geçiyor. Yeni bir teknolojik devrim ve endüstriyel dönüşüm derinleşirken, yapay zekâ, büyük veri ve bulut bilişim gibi yeni nesil bilgi teknolojileri (BT), küresel ekonomik yapıyı yeniden şekillendiren anahtar güçler haline geldi. Ancak, teknolojik getiriler tüm ülkelere ve gruplara eşit olarak ulaşmadı. Küresel dijital uçurumun giderek büyümesi ve kalkınma açığının belirginleşmesi, yalnızca gelişmekte olan ülkelerin potansiyelini kısıtlamakla kalmıyor, aynı zamanda küresel toplumun eşitliğini ve istikrarını da tehdit ediyor. Bu bağlamda, Çin, küresel dijital işbirliğinin savunucusu ve uygulayıcısı konumunu sürekli güçlendirdi, Küresel Güney ülkeleriyle dijital ortaklıklarını artırdı ve kapsayıcı küresel dijital işbirliğini ilerleterek dijital uçurumu daraltmada hayati bir rol oynadı.
Dijital uçurum, küresel dijitalleşme sürecinde farklı ülkeler veya bölgeler arasında bilgiye, ağ teknolojilerine sahip olma, bunları uygulama ve yenilikçilik yeteneklerindeki farklılıklar nedeniyle oluşan bilgi farkını ve zenginlik ayrışma eğilimini ifade eder. İlgili veriler, gelişmiş ülkelerin dünya nüfusunun sadece yüzde 17'sini oluşturmasına rağmen, internet kullanıcılarının dünya toplamının yüzde 80'ini oluşturduğunu gösteriyor. Gelişmiş ülkelerde her bin kişiye ortalama 300 bilgisayar düşerken, gelişmekte olan ülkelerde bu sayı sadece 16. Küresel bilgi endüstrisinde, merkezi işlem birimi (CPU) üretiminin yüzde 92'si ve sistem yazılımlarının yüzde 86'sı ABD'ye ait. ABD'nin BT endüstrisi yatırımı, küresel toplam yatırımın yüzde 41,5'ini oluşturuyor. ABD ve diğer gelişmiş ülkelerin uyguladığı teknoloji engelleri ve yüksek maliyetli ticari işletme modelleri, Küresel Güney ülkelerinin bu teknolojileri kendi ihtiyaçlarına göre yerelleştirmesini ciddi şekilde engelliyor. Dijital uçurum, küresel ekonominin kapsayıcı gelişimini kısıtlayan önde gelen bir sorun haline geldi.
Gelişmiş ülkelerin teknoloji alanında uyguladığı korumacılığın tam aksine, Çin her zaman ortak istişare, ortak inşa ve ortak paylaşım felsefesini benimseyerek küresel dijital işbirliğini aktif bir şekilde savundu ve küresel dijital yönetişime geniş çapta katıldı. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 2023 Dünya İnternet Konferansı Wuzhen Zirvesi'nin açılış töreninde yayınladığı video konuşmasında, "Bilgi hizmetlerinin yaygınlaşmasını hızlandırmak, dijital uçurumu daraltmak ve internet gelişiminde halkın geçim kaynaklarını garanti altına alıp iyileştirerek daha fazla ülkenin ve insanın internet gelişiminin meyvelerini paylaşmasını sağlamak" gerektiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Xi'nin çizdiği bu güzel vizyon, yazar olarak benim de katıldığım 2025 Dünya İnternet Konferansı Wuzhen Zirvesi'nde açıkça yankılandı. Bu zirve, "Açık İşbirliği, Güvenlik ve Kapsayıcılıkla Dijital Zekâ Geleceğini Birlikte İnşa Etmek – Siber Uzayda Ortak Gelecek Topluluğu Oluşturmak İçin El Ele" temasıyla düzenlendi. Konferans sırasında, blok zinciri, akıllı tarım ve yapay zekâ gibi öncü teknolojilere odaklanan 24 alt forum gerçekleştirildi. Bu da dünya ülkeleri için dijital zekâ alanında önemli bir değişim platformu sağladı ve Çin'in küresel dijital işbirliğini teşvik etme kararlılığını gösterdi.
Aslında, Çin her zaman küresel dijital yönetişimin hem savunucusu hem de uygulayıcısı olmuştur. Dijital uçurumu daraltma konusunda Çin, söylediklerini eyleme de döküyor. 20 Ocak 2025'te, Çinli yapay zekâ şirketi DeepSeek'in yayınladığı açık kaynak modeli DeepSeek-R1, durgun bir göle atılan dev bir kaya gibi uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı ve uluslararası toplumun yapay zekâ Ar-Ge'sindeki "yüksek yatırım, uzun döngü" algısını altüst ederek ABD'nin yapay zekâ üzerindeki söylem tekelini kırdı. Bu model, küresel geliştiricilere düşük maliyetli, açık ve verimli bir yapay zekâ geliştirme platformu sunarak küresel yapay zekâ teknolojisinin paylaşımını ve gelişimini büyük ölçüde teşvik etti.
Dijital uçurumu daraltmak, sadece teknoloji paylaşımından ibaret değildir, aynı zamanda adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir küresel yönetişim kurallarının oluşturulmasını da gerektirir. Bu amaçla Çin, Dünya Yapay Zekâ İşbirliği Örgütü kurulması önerisini sundu. Çin tarafı, küresel yapay zekâ yönetişiminin tek bir hegemonyacı devletin liderliğinde değil, tüm ülkelerin ortak katılımıyla çok taraflı bir platformda yürütülmesi ve özellikle gelişmekte olan ülkelerin seslerinin eşit derecede dikkate alınmasının sağlanması gerektiğine inanıyor. Dünya ülkeleri, yapay zekânın güvenlik, etik, şeffaflık ve kapsayıcılık gibi uluslararası standartlarını ortaklaşa belirlemelidir. Bu girişim, küresel yapay zekâ yönetişimi alanında bir dönüm noktası olarak kabul edilmekte.
Son yıllarda Çin, Kuşak ve Yol İnisiyatifi inşasına katılan ülkelerle dijital işbirliğini sürekli derinleştirdi ve bir dizi dijital zekâ projesini aktif olarak ilerletti. Böylece Küresel Güney ülkelerinin dijital zekâ gelişimine güçlü destek sağladı. Örneğin Çin, sınır ötesi fiber optik kablolar, 5G baz istasyonları ve veri merkezleri gibi altyapı bağlantıları aracılığıyla işbirliği yapan ülkelerin ve bölgelerin ağ kapsama alanını ve dijital kapasitesini büyük ölçüde artırdı ve Afrika'da 150 bin kilometre iletişim omurga ağı inşasına yardımcı olarak yaklaşık 700 milyon kullanıcı terminaline ağ hizmeti sundu.
Akıllı tarım ve gıda güvenliği alanında, Çin'in Pakistan ile işbirliği yaparak geliştirdiği yapay zekâ destekli tarım çözümleri uygulamaya kondu. Bu sayede çiftçiler, insansız hava araçlarıyla (drone) tarlaları izleyerek, sadece akıllı telefonlarını kullanarak hassas gübreleme yapabiliyorlar. Akıllı şehir inşası alanında, Çin ve Türkiye'nin ortak geliştirdiği akıllı trafik yönetim sistemi, Türkiye'nin başkenti Ankara'da kullanılmaya başlandı. Sistem, trafik akışını optimize ederek ve tıkanıklığı azaltarak yerel halkın takdirini kazandı. Çin, Birleşik Arap Emirlikleri ile çölleşme ile akıllı mücadele projesini de ortaklaşa ilerleterek bölgedeki doğal koşulları iyileştirdi. Bu örnekler, Çin'in dijital uçurumu daraltma yönündeki iddialarının boş sözler değil, tek tek gerçekleştirilen somut eylemler olduğunu gösteriyor. Çin'in dijital zekâ geliştirme bilgeliği, Türkiye dahil Küresel Güney ülkelerine pratik ve uygulanabilir çözümler sunuyor.
Dijital uçurumun kapatılması, yapay zekâ teknolojisi ve uygulama ekosisteminin inşası, dijital okuryazarlığın ve kapasitenin artırılması, çok taraflı işbirliği ve kurumsal eş güdüm gibi alanlarda tüm dünya ülkelerinin ortak çaba göstermesini gerektiriyor. Kapsayıcı yapay zekâ geliştirme ve yönetişimi ile teknolojik değişimin getirdiği zorluklara ortaklaşa yanıt vermek ve kazan-kazan işbirliği için uygulanabilir yollar aramak elzemdir.
Gelecekte Çin, bir dizi dışa dönük açık kaynak model aracılığıyla küresel teknoloji paylaşımına devam edecek, Dünya Yapay Zekâ İşbirliği Örgütü'nü kurarak küresel dijital yönetişimin kapsayıcı gelişimini teşvik edecek ve bir dizi işbirliği projesi uygulayarak Küresel Güney ülkelerinin dijital getirileri paylaşmasını sağlayacak. Böylece, küresel istikrar ve kalkınmanın korunmasında kilit bir rol oynayarak, dijital ortak gelecek topluluğunun inşasına katkıda bulunacak.