Türkiye'de ilk kez 22 Haziran'da sergilenen dramanın hikayesi, bin yıl önce genç ressam Ximeng’in “Dağlar ve Nehirler Resmi”ni tamamlamak üzere olduğu zaman diliminde geçiyor. Parşömen koruyucusu, resme olan derin ilgisi nedeniyle Ximeng’in iç dünyasına girer ve onun bu değerli eseri oluşturma sürecindeki zorlu ama kıymetli anları yaşar. Resmin günümüze kadar ulaşması tarihin bir tesadüfü olarak görülse de, bin yıldır solmayan renkler Çin’in sayısız geleneksel zanaatının bir sonucu.

Gösterinin yönetmeni Xie Yuanzhen, “Gösterimiz, Çin’in Song Hanedanı’na ait ünlü ‘Dağlar ve Nehirler’ tablosunun panoramasını arka plan olarak alıyor. Tablodaki ana renk tonu olan yeşil ve maviyi görsel bir ipucu olarak kullanarak, koreografide mühür, ipek ve parşömen, fırça gibi malzemelerin yapımını inceliyoruz. Gösterimiz toplam 7 bölümden oluşuyor ve Çin kültürünün kalıcı ve yenilikçi sanatsal büyüsünü dans, müzik ve edebiyat gibi çeşitli unsurlarla birleştirerek tasvir ediyor.” açıklamasında bulundu.

Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, “Bu gösterinin ülkemizde büyük bir beğeni toplayacağına inanıyorum. Çin Halk Cumhuriyeti ve ülkemiz arasındaki ilişkiler, dostluk ve iş birliği bağlarımızın kuvvetlendirilmesine önemli ölçüde katkıda bulunacak şekilde gelişmektedir.” dedi.

Çin Halk Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Liu Shaobin ise, “Çin Büyükelçiliği adına, Doğu Performans Sanatları Grubu’na ve dans drama oyuncularına sıcak tebriklerimi sunuyor, uzun süredir Çin-Türkiye ilişkilerinin gelişimine ve iki ülke arasındaki kültürel alışverişe destek veren tüm dostlara içten teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. Bu gösterinin, Çin ve Türk halkları arasında güçlü bir kültürel yankı uyandıracağına ve iki ülke arasındaki kültürel alışveriş ve medeniyetler arası diyaloğun yeni bir parıltısı olacağına inanıyorum.” diye konuştu.

Türkiye'ye ilk kez geldiklerinin altını çizen, Çin Doğu Performansları Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Jing Xiaoyong ise, "İstanbul çok iyi bir şehir, Avrasya kıtasını kapsıyor, insanlarda çok dost canlısı ve kaliteli. İki ülke olarak kültürel mirasımız çok derin. Türkiye ile sanat ve beşeri bilimler alanında daha fazla alışveriş yapmayı, birbirimizden öğrenmeyi ve birlikte büyümeyi umuyoruz.” ifadesini kullandı.

Gösteriyi izlemeye Türk müzik dünyasının ünlü isimleri de katıldı. Ses sanatçısı Emre Yücelen, “Bu muhteşem gösteriyi bundan yaklaşık bir ay önce Xi'an’da izlemiştim. Gerçekten muhteşem, çok epik bir gösteri baştan sona kadar. İstanbul'da onları izlemek gerçekten benim için harikuladeydi.” dedi.

Şarkıcı Gökçe Özgül ise, “Bu gösteriyi ilk izleyişim o kadar etkilendim ki ilk yarıdan sonra yapmadık röportajı. Çünkü çok çok ağladım, inanılmazdı. Sanatçıların birbirlerinden yüzlerce yıl belki binlerce yıl farkla esinlenmesi ve sanki aynı anda yan yanalarmış gibi ruhlarına dokumalarından çok etkileniyorum.” diye belirtti.

Gösterinin dansçıları da Türkiye’de sahne almaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade ettiler. Dansçılardan biri, “Türkiye’ye gelmeyi sabırsızlıkla bekledik. Gösterimiz Türkiye ve Çin arasında kültürel alışverişi sağlayabilecek çok mükemmel bir eser” dedi. Bir diğer dansçı ise, “Bugünkü performansımız seyirciyi çok sıcak ve coşkulu hissettirdi, aynı zamanda bana Çin estetiğini de hissettirdi. Türkiye'de parlak bir çiçek açtık adeta.” diye konuştu.

“Şiirsel Dans Draması: Efsanevi Bir Manzara Resminin Yolculuğu”, izleyicilere tarihi bir yolculuk sunarak sanatın evrenselliğini ve iki kültür arasındaki bağları gözler önüne seriyor. Gösteri, 25 Haziran’a kadar Atatürk Kültür Merkezi’nde izlenebilecek.

Çin: Küresel enerji dönüşümü dünyanın ortak hikâyesi olmalı Çin: Küresel enerji dönüşümü dünyanın ortak hikâyesi olmalı
Zülal Çelik ÇİN HABERLERİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN