Dijital çağın yükselişine rağmen radyo, en güvenilir ve ulaşılabilir kaynak olma özelliğini koruyor. Özellikle afetler ve kriz anlarında kesintisiz bilgi akışı sağlayarak toplumun nabzını tutmaya devam ediyor.
Türkiye’de radyo yayıncılığı, 6 Mayıs 1927’de İstanbul Sirkeci’deki Büyük Postane’nin bodrum katında, 5 kilovatlık bir verici ile başladı. Eşref Şefik’in unutulmaz “Alo alo, muhterem samiin!” anonsuyla açılan bu yayın, Türkiye’de radyo kültürünün temellerini attı ve milyonları sesiyle buluşturdu.
Bu anlamlı yıldönümünde, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) ve Türkiye Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) üyesi radyolar ortak yayınla bir araya gelerek Radyo Günü’nü kutluyor. Türkiye’nin dört bir yanına yayılan bu kutlama, radyo yayıncılığının gücünü ve birlikteliğini simgeliyor.
"Kimi zaman bir haberle milyonlara umut oldu"
RATEM, radyo yayıncılığında emeği geçen tüm yayıncıların 6 Mayıs Radyo Günü’nü kutlayarak, radyonun önemine bir kez daha dikkat çekti:
“Alo alo muhterem samiin!”
Türkiye’de ilk radyo yayını 6 Mayıs 1927’de bu sözlerle başladı.
O günden bu yana, radyo; bilginin, haberin, müziğin ve hayatın sesi oldu. Kimi zaman bir şarkıyla duygulara tercüman, kimi zaman bir haberle milyonlara umut oldu.
Dijital çağda bile en ulaşılabilir, en güvenilir kaynak olmayı sürdüren radyo; afetlerde, krizlerde, elektriğin kesildiği anlarda dahi hayatla kurduğumuz en güçlü bağlardan biri olmaya devam ediyor.
RATEM olarak; emeğiyle, sesiyle, yüreğiyle yayına hayat veren tüm yayıncıların 6 Mayıs Radyo Günü’nü kutluyoruz."
98 yıldır milyonlara ses olan radyo, geçmişten geleceğe uzanan bu yolculuğunda, hayatın sesi olmayı sürdürecek. Türkiye’nin her noktasında yankılanan radyo yayınları, bilgiye erişimi kolaylaştırarak toplumla güçlü bir bağ kurmaya devam ediyor.
CGTN Türk olarak radyo yayıncılığının bu köklü mirasına katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz.