Fidan, katıldığı bir televizyon programında gündemi değerlendirdi ve soruları yanıtladı.

Fidan, İsrail ile İran arasında bir savaş halinin olup olmayacağının sorulması üzerine, "Bunu yüksek bir ihtimal olarak değerlendirmek gerekiyor. Bölge devletleri tarafından, bizim tarafımızdan yüksek bir ihtimal olarak değerlendirmemiz, yapılabilecek en isabetli adım olur diye değerlendiriyorum çünkü böyle bir ihtimalata hazır olmamız gerekiyor ülke olarak, bölge olarak. Bu yaygınlaşma, tabii ki istediğimiz bir yaygınlaşma değil. Bölgede savaşın yaygınlaşması daha farklı, istikrarsızlık alanlarının tetiklenmesi bizim arzuladığımız bir şey değil." değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'nin son 20 yıldır barışı sağlama ve çatışmalara son verme konusunda yoğun çaba harcadığını vurgulayan Fidan, "Dolayısıyla İran'la vuku bulacak herhangi bir çatışmanın, savaşa dönecek bir başlangıcın biz hiçbir şekilde destekleyicisi değiliz. Buna tamamıyla karşıyız ama diğer taraftan eğer İran, kendi meşru müdafaasını yaparsa tabii bu, onun kendi hakkıdır." diye konuştu.

Türkiye'nin olası bir dünya savaşına ne kadar hazır olduğu sorusu üzerine Fidan, devletin birçok organının görevi itibarıyla bu soruya cevap vermek ve hazırlık yapmakla meşgul olduğunu söyledi.

"Türkiye, bölgesini analiz etme konusunda üst düzeyde"

Fidan, "Türkiye'nin şu anda tecrübe olarak hem bölgesini analiz etme hem dünyadaki yeni gelişmeleri analiz etme konusunda gerçekten çok üst düzeyde olduğunu söyleyebilirim." dedi.

Mevcut küresel siyasi, ekonomik, teknolojik ve sosyolojik tüm gelişmelerin daha fazla bölünmeyi ve kamplaşmayı işaret ettiğine dikkati çeken Fidan, "Türkiye, 20 yıldır bir ateş çemberinin ortasında. Çok şükür, bütün bunların içinden sağ salim geçmeyi başardı ve bölgesinde bir abidevi bir anıt gibi yükseliyor, duruyor." değerlendirmesini yaptı.

Fidan, Türkiye'nin dış politika ve güvenlik politikalarına değinerek, "Hiç kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok. İlişkimizi daha çok bölgesel kalkınma üzerinden, istikrar üzerinden, refah gelişimi üzerinden yürütmeye çalışıyoruz." dedi.

Bakan Fidan, dünyanın gidişatına ilişkin soru üzerine bunun, sürekli kafa yordukları, çalıştıkları ve hazırlıkları bulunmaları gereken konulardan biri olduğunu söyledi.

Uluslararası ilişkilerdeki en büyük sorunun "öngörülemezlik problemi" olduğunu vurgulayan Fidan, ulus devletlerin giderek hem ekonomi üzerinde hem teknoloji üzerinde kontrollerini daha da artırma ihtiyacı hissettiklerini ifade etti.

"Türkiye, çıkarını ve güvenliği orada Amerika da olsa korur"

Fidan, Suriye'deki terör yapılanması ve ABD ile ilişkilere dair, terör örgütü PKK ile Türkiye'nin ağırlık derecesine bakıldığında kimin daha fazla tercih edilebileceğini Amerikalılara sorduklarını aktararak, ABD'ye her zaman bölgede terör örgütüyle işbirliğine son vermeleri mesajını ilettiklerini ve bu işbirliğinin hiç kimsenin hayrına olmadığını vurguladı.

Güney Kore'de Devlet Başkanı Yoon için tarihi oylama: Bugün yapılacak Güney Kore'de Devlet Başkanı Yoon için tarihi oylama: Bugün yapılacak

ABD ile bu konulara dair konuştuklarını ve artık Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetinin dikkate alındığını kaydeden Fidan, ABD, İngiltere ve diğer ülkelerin Suriye ve Irak'ta terör örgütü PKK'yla ilişkilerinden vazgeçmelerini temenni ettiklerini söyledi.

Fidan, Türkiye'nin bu konuda çok ciddi olduğunu vurgulayarak, "Bir işin içinde Amerika var diye 'Ben buraya dokunmayım' demez Türkiye. Kendi çıkarını ve güvenliğini orada Amerika da olsa gider korur, Suriye'de yaptığımız gibi." dedi.

"BRICS'e ilgi arttı"

BRICS'in resmi olarak 11 ülkenin üye bulunduğu bir platform olduğunu söyleyen Fidan, şunları kaydetti:

"Şu anda en az onun iki mislinden daha fazla ülkenin de buraya müracaat ettiğini görüyoruz. Şimdi bu ülkelerle BRICS ülkeleri ne yapacaklar, nasıl hareket edecekler, bunu yakından izliyoruz. Buna ilişkin değerlendirmelerimiz var, sürekli temaslarımız var. Bu platformun hem bundan sonraki büyüme stratejisi nasıl olacak, ona bakıyoruz hem de daha da önemlisi açıkçası bizim için ne türden bir katma değer üretecek, ne türden bir kurumsallaşmayı beraberinde getiriyor, ne türden bir ekonomik planı var, onu göreceğiz."

Fidan, BRICS üyesi ülkelerin aynı zamanda başka ekonomik platformların da üyesi olduğunu dile getirdi.

BRICS'in G20'nin altında 3 ana gruptan biri olduğunu, BRICS dışında G7 ve MİKTA'nın bulunduğunu anlatan Fidan, "Ekonomik ortaklıkların, arayışların arttığı bir denklemde BRICS'e ilgi çok arttı. Özellikle daha Batı merkezli refah ağının dışında kalan ülkeler, BRICS'e daha fazla ilgi gösterir duruma geldiler. Şimdi oraya teveccüh fazla. Şimdi BRICS bunu nasıl yönetecek, bunu hep beraber göreceğiz ama dediğim gibi yani bir ortaklık mekanizması geliştirebilir kendi içerisinde. Onun duyumlarını da alıyoruz, hep beraber göreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.