Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Karabağ'ın 30 yıl boyunca esaret ve zulmün gölgesinde kaldığını, Azerbaycan'ın vatan topraklarının on yıllar boyunca mateme büründüğünü belirtti.
5 yıl önce gerçekleşen 44 günlük 2. Karabağ savaşı sonrası adaletin yerini bulduğunu, Karabağ'ın gerçek ve ebedi sahibiyle ayrılmamak üzere birleştiğini söyleyen Bahçeli, "Bu vesileyle Azerbaycan halkının 8 Kasım Zafer Günü'nü, ayrıca 9 Kasım Devlet Bayrağı Günü'nü yürekten kutluyor, can Azerbaycan'ı ve büyük Türk milletinin onurlu evlatlarını saygıyla selamlıyorum. Karabağ'ın azatlığında kahramanca mücadele verirken bir hilal uğruna toprağın koynuna giren aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum." diye konuştu.
Karabağ'ın yeniden inşa ve ihya çalışmalarının hızla devam ettiğine dikkati çeken Devlet Bahçeli, "Güney Kafkasya'da yeşeren, gittikçe genişleyen barış, huzur ve istikrar atmosferini yakinen takip ediyor, bundan da bahtiyarlık duyuyoruz. Bilhassa Azerbaycan ile Ermenistan arasında tesis edilen ve barışçıl arayışları güçlendiren 8 Ağustos 2025 tarihli Washington Mutabakatı'nın zamanla ön yargıların kilidini açacağını, ihtilafları ayıklayacağını düşünüyor ve bu çerçevede atılan müspet adımların sonuç vereceğine inanıyoruz. Temennimiz iki taraflı görüşme ve diyalogların sağduyuyla sürdürülmesi, barış çabalarının kökleşerek bölgeye hakim olmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"İsrail'in bölgedeki oyunlarını görmediğimizi kimse zannetmemelidir"
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki bağların çok sağlam ve köklü olduğuna vurgu yapan Bahçeli, şöyle konuştu:
"İki devlet tek millet gerçeğinden hareketle Türk tarih ve kültürünün kaynaştırıcı ve kucaklaştırıcı misyonu gücümüze çok daha güç katacaktır. Türk devrinin iki parlayan devleti karanlık senaryolara, kirli lobilerin ve siyonist-emperyalist tetikçilerin kumpaslarına geçit vermeyecek, tasada bir, zaferde bir olmaya kararlılıkla devam edecektir. Elbette Türkiye ile Azerbaycan'ın milli, tarihi, kültürel ve stratejik ortaklığı kimi çevreleri rahatsız etmektedir.
Bunu biliyor, görüyor ve her zaviyeden izliyoruz. Zemzem diye takdimi yapılan zehri kimin ürettiğinin farkındayız. Azerbaycan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarına, tarihi ve siyasi kazanımlarına pusu kuran, yan bakan, tuzak hazırlayan, hançer sallayan hangi mihrak, hangi devlet veya güç merkezi olursa olsun hasımdır ve hezimet yaşamaya mahkumdur. Dostluk ve kardeşliğimizin üzerinde kara bulutlar oluşturmaya çalışanların hevesleri kursaklarında kalacaktır. Bu kapsamda İsrail'in bölgedeki oyunlarını, stratejik ve siyasi manevralarını görmediğimizi, duymadığımızı hiç kimse zannetmemelidir."
Türkiye'nin aktif ve çok boyutlu dış politikasıyla hem bölge ülkeleri sınıfında hem de küresel devletler arasında öne çıktığını, öncü bir rol üstlendiğini belirten MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk dünyasının ve İslam toplumlarının barış, huzur ve refah içinde var olabilmesinin, kronik ve konjonktürel sorunlarının geniş bir uzlaşma ortamında çözülebilmesinin ancak samimi ve dürüst dayanışmayla, karşılıklı hak ve çıkarlara saygıyla mümkün olacağını ifade etti. Bahçeli, "Siyasi, ekonomik ve ticari bağların mukavemetiyle, dilde, fikirde ve işte birlik şiarıyla gelecek devrin Türk devri olacağından kuşkumuz yoktur." dedi.
Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İnsanlık gerilim ve kutuplaşmalardan dolayı yorgun düşmüştür. Savaş ve soykırım suçu işleyen siyonist vandallık dünya çapında protesto ve telin edilmektedir. Gazze'ye ulaşması gereken insani yardımlar engellenmektedir. Susuzluk, açlık ve ilaç yokluğu Filistin halkını en az hunhar operasyonlar kadar müessif ve mütemadi şekilde etkilemektedir. Türkiye'nin çıtası yüksek, çok yönlü, dinamik, dengeli, gerçekçi, aynı zamanda ahlaki ve insan temelli diplomatik temasları ve dış politik vizyonu barış ve huzur kuşağının çevremizde vasat bulmasına doğrudan doğruya hizmet etmektedir. Azerbaycan-Ermenistan'dan sonra, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın ateşkes ve barışla sonuçlanması, Gazze'de kalıcı ateşkes ve barışın sağlanması, hakeza Afrika ve diğer coğrafyalarda barışçıl arzuların sivrilip serpilmesi, Irak ve Suriye'de siyasi ve toprak bütünlüğüyle iç barış, kardeşlik ve birliğin kurumsallaşması yaşanabilir bir dünyanın yegane anahtarıdır."
"Terörsüz Türkiye'nin şafağı sökecek"
"Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge" hedefinin yeni yüzyılın en büyük kozu, en müteyakkız kudreti olacağını söyleyen Bahçeli, "Türkiye kamburlarından kurtuldukça birileri zırvada sürekli yeni bir faza, yalan ve iftirada bir üst aşamaya geçmektedir." dedi.
Bahçeli, şöyle konuştu:
"Bize yönelik, 'Sen olmuşsun İmralı, etrafındaki alkış ekibi olmuş Kandil. Siz varken PKK'ya gerek yok' diyen devşirilmiş aslan yavrusuna diyeceğim çok şey olsa da, bir lafına bakıyorum laf mı diye, bir de söyleyene bakıyorum adam mı diye. İki durumda da karşımda ciddiye alınacak bir insan sureti, dikkatle inceleyeceğim bir cümle düzeneği kesinlikle göremiyorum. Ne güzel de ifade etmiş Hz. Mevlana, 'İnsanı gördüklerinden ibaret sayma, göremediklerinde ara. İçidir hakikatin resmi, dışı sadece manzara.' Yoksa insanın içinde hakikat baksak ne çıkar, bakmasak ne yazar. Bilen bilir bu tiplerin içinde kaynayan fitne kazanlarını, bilmeyen ne bilsin dışından taşan arızalı ve hasarlı yanlarını. İyi kılıflı kötü ve kötürüm emel sahipleri ne yaparsa yapsın, ne derse desin Terörsüz Türkiye'nin şafağı sökecek, yüreklerimizde dikilen fideler meyvesini yakında verecektir.
Bir düşünürün dediği gibi, 'Herkesin her şeyden haberdar olduğu, üstelik hiçbir şey yapmadığı, her şeyle dayanışma içinde görünüp yerinden bile kımıldamağı bir dünyada' maskeli yüzlerin, art niyetli siyaset bezirganlarının, atı arabanın ardına koşmaya çalışan ahmakların paçamızdan tutmasına, önümüzü kesmesine billahi müsaade etmeyeceğiz. Terörsüz Türkiye'ye karşı gelenler, hele bir itiraf etsinler, terör bitsin mi, bitmesin mi? Milli birlik ve kardeşlik Cumhuriyet’in yeni yüzyılına mühür vursun mu, vurmasın mı? Küresel ve bölgesel siyaset masasında kartlar yeniden dağıtılırken, menü mü olalım, yepyeni bir millet menkıbesine imza mı atalım? Hıyanet derecesinde gaflete kapılanlar, bir açıklasınlar da öğrenelim. Zekanın sınırları vardır, ama geri zekalılıkta hiçbir eşik ve sınır yoktur. Sınır ve eşik tanımayan güruha neyi anlatsak nafile, neyi göstersek boşunadır. Çünkü onların zeka seviyesiyle bizim rekabet etmemiz, onların dip seviyesine inip de yapacağımız ikna çabasından sonuç almamız yalnızca muhal bir hayaldir."
Hayalin değil kutlu hedeflerin peşinden koştuklarını belirten Bahçeli, "Işığı perdeleyecek bir ucube ve uyduruk siyasi zihniyete tahammülümüz asla yoktur. Geleceğin yol haritasını geçmişin tecrübeleriyle çizmekten başka seçeneğimiz de yoktur." dedi.
Türk milletinin yaklaşık iki yüzyıldır ekonomik baskılar, diplomatik tehditler ve siyasi dayatmalarla maruz kaldığını ifade eden Bahçeli, buna rağmen milletin daha huzurlu bir hayat, daha güvenli bir toplum, daha istikrarlı bir ekonomi ve daha güçlü bir devlet özleminin milli yüreklerde kor gibi durarak alev alacağı zamanı beklediğini ifade etti.
"Meclis'te kurulan komisyon çalışmalarını kısa süre içinde ikmal edecektir"
Milletin yoksul, yorgun, yılgın, bitkin, durgun ve düşkün olduğu dönemlerde bile umudunu hiç kaybetmediğini kutlu hedeflerinden en ufak sapma göstermediğini söyleyen MHP Lideri Bahçeli, şöyle devam etti:
"Zalim sömürgecilerin stratejik hesapları devleşmiş iman karşısında tıpkı çorap gibi sökülmüş, tıpkı kumdan kaleler gibi devrilmiştir. Nezih mizaçlı insanımız ekmeğini büyütmek, aşını kaynatmak, işini bulmak, ekonomik güvenliğini tesis ve temin etmek için her zorluğa katlanmış, her çileye dayanmıştır. Fakat siyasi, tarihi, kültürel varlığımız emperyalist ambargo ve yaptırımlarla taciz edilmiş, sürekli tahribata uğramıştır.
Bu nedenle yaşadığımız ekonomik ve siyasi sorunların iç yüzünü, can alıcı noktalarını doğru tahlil, doğru yorumlamak zorundayız. Eklektik ve mütereddit yorumların, peşin yargıyla beslenmiş, siyasi hırsla perçinlenmiş, husumetle derinleşmiş değerlendirmelerin bizi bir yere götürmesi, sağlıklı sonuçlara kapı aralaması imkansızdır. Bu ülke hepimizindir. Bu vatan üzerinde yaşayan her insanımızın yeryüzü cennetidir. Temiz bir dil kullanmak, empati kurmak, erdemli olmak, meseleleri geniş bir açıyla ele almak öncelikle siyasi partilerin, sonra da herkesin müşterek sorumluluğudur. Birbirimizi suçlayarak, birbirimize düşman muamelesi yaparak kin ve öfkelerimizi yarıştırmak Türkiye'ye yapılabilecek en büyük kötülüktür."
Aklıselim çizgisinden uzaklaşmanın ağır sonuçlar doğuracağını vurgulayan Bahçeli, "Terörsüz Türkiye hedefinde adım adım sona yaklaşılmaktadır. Meclis'te kurulan komisyon çalışmalarını kısa süre içinde ikmal edecektir." dedi.
Meselelerinin Türkiye'nin yeni bir kurtuluş mucizesiyle zirveye tutunması olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bizim meselemiz vatandır, millettir, devlettir, al bayrağın altında 86 milyonun tek yürek olmasıdır. Bu arada bizimle milliyetçilik konusunda, vatan ve millet sevgisi hususunda boy ölçüşmeye çalışan siyasi tufeylilere diyorum ki, İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez, Zira bu terazi o kadar sıkleti çekemez." ifadelerini kullandı.