Dünya

Anneden çocuğa soykırım zinciri! Savaşın en masumları

Gazze’de yaşanan kıtlık, anneden bebeğe geçen ölümcül bir kısır döngüye dönüşmüş durumda. Yetersiz beslenme nedeniyle sütü kesilen anneler, bebeklerini emziremez hale geliyor. İstatistikler, savaşın en masum kurbanlarının birer birer yaşamlarını yitirdiğini en acı şekilde gözler önüne seriyor.

Gazze’de yetersiz beslenen çocuk sayısı endişe verici düzeyde artıyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), sadece mayıs ayında 6 aylıktan 5 yaşına kadar olan 5 bin 100 çocuğun, akut yetersiz beslenme nedeniyle hastaneye kaldırıldığını bildirdi.

BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, hastaneye kaldırılan çocuk sayısının nisana kıyasla yaklaşık yüzde 50, şubata kıyasla ise yüzde 150 arttığına dikkati çekerek şubattaki ateşkes döneminde Gazze’ye giren yardımların önemli ölçüde kesildiğini vurguladı.

UNICEF’in, yılbaşından mayıs sonuna kadar geçen 150 günde Gazze’de yetersiz beslenme tedavisi için 16 bin 700’den fazla çocuğun hastaneye kaldırıldığı bilgisini paylaşan Dujarric, bu vakaların tamamının önlenebilir olduğunu kaydetti. Ancak fiilen hiçbir insani yardım içeri alınmıyor.

Dujarric, bu rakamın günde ortalama 112 çocuğa tekabül ettiğine dikkati çekerken İsrailli yetkililerin engellemesi nedeniyle 1000 kamyon dolusu sağlık, besin ve diğer malzemenin son iki gündür Gazze sınırında bekletildiğini aktardı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ise, "Gazze'deki açlık kimsenin peşini bırakmıyor, herkesi daha zayıf, hasta ve savunmasız hale getiriyor." ifadelerini kullandı.

Açlıktan ölen çocuk sayısı 66'ya yükseldi

Gazze'deki hükümet, İsrail’in sınır kapılarını kapatması ve gıda girişini engellemesi sonucu yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitiren çocuk sayısının 66’ya yükseldiğini açıkladı.

İsrail’in, özellikle bebekler ve hastalar gibi savunmasız gruplar için hayati önem taşıyan mama ve besin takviyelerinin girişini engellediği belirtildi. Bu durumun, şiddetli gıda yetersizliğine yol açtığı vurgulandı.

“Bu uygulama, İsrail işgalinin açlığı bir silah olarak kullanarak sivilleri özellikle çocukları yok etmeyi hedeflediğini göstermektedir. Bu, uluslararası insancıl hukuk ve Cenevre Sözleşmelerinin açık bir ihlalidir. Uluslararası toplumun utanç verici bu sessizliğini kınıyoruz."

Anneler çocuklarını emziremiyor

Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, 580 prematüre bebek, açlık nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya. Filistinliler, çocuklarının bu durumundan İsrail’in ablukasını sorumlu tutuyor. Doktorlar önceden ulaşan az miktarda mamanın yeterli olmadığını belirterek durumun hâlâ kritik olduğunu söylüyor.

Nasser Hastanesi'nin yenidoğan ve kadın-doğum bölümü başkanı Dr. Ahmed el-Farah, “Bu bebeklerin zamanı yok... ve sesleri yok,” diyor.

Aileler gönderilen mamalar için, “Bu asla yeterli değil. Sorunu geçici olarak çözdü ama bizim kalıcı çözüme ihtiyacımız var: Abluka kaldırılsın.” şeklinde konuşuyor.

Öte yandan Gazze Şehri’ndeki El-Rantisi Hastanesi'nin yöneticisi Dr. Cemil Süleyman, “Birçok anne, aşırı yetersiz beslenme nedeniyle emziremiyor” diyerek yenidoğanlar için gerekli olan takviyeli mamanın tamamen tükendiğini söylüyor.

HRW’den Belkis Wille, “Kadınlar ve kız çocukları, temel sağlık hizmetleri, temizlik, su ve gıda olmadan hamilelik yaşıyor. Hem onlar hem de bebekleri, önlenebilir ölümlerle sürekli karşı karşıya” diyor.

En çok bebekler etkilendi

İsrail, uluslararası baskılar sonrası 19 Mayıs’tan itibaren "asgari düzeyde" yardım girişine izin verildiğini savunuyor. İsrail’e bağlı yardım ajansı COGAT, bu tarihten bu yana Gazze’ye 1.000 tonun üzerinde bebek maması gönderildiğini iddia etti.

Ancak Gazze'deki Sağlık Bakanlığı bu bilgiyi doğrulamıyor ve gelen yardımın sadece sınırlı bir kısmının içeri alındığını, bunun da mevcut krizi hafifletmeye yetmediğini belirtiyor.

Filistin İnsan Hakları Merkezi, Pazartesi günü yayımladığı bir raporda, takviyeli bebek mamalarının neredeyse tamamen piyasadan tükendiğini, bazılarının ise hiç bulunmadığını açıkladı.

Kurumdan yapılan açıklamada, “Az sayıdaki eczanede bulunan sınırlı miktarlar ise fahiş fiyatlara satılıyor, çoğu ailenin alım gücünün çok üzerinde” ifadeleri kullanıldı.

Yetkililer sivil ve savaşçı ayrımı yapmıyor ancak kurbanların yarısından fazlasının kadın ve çocuk olduğunu belirtiyor.