ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kişilerin Çin ile ekonomik, kültürel veya altyapı alanlarında işbirliği yapmalarının, “hukukun üstünlüğüne zarar verdiği” iddia edilerek cezalandırılacağı belirtildi. Ancak gözlemciler, bu adımın esas amacının Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi kapsamındaki işbirliklerini baltalamak ve Orta Amerika ülkeleri üzerinde baskı kurmak olduğunu ifade ediyor.
ABD'nin uyguladığı bu vize ambargosu, sadece hedef alınan bireyleri değil, aynı zamanda onların aile üyelerini de kapsıyor. Bu durum, Washington’un insan hakları ve aile birliği konularındaki çifte standartlarını bir kez daha ortaya koydu. Aile üyelerine yönelik toplu cezalandırma niteliği taşıyan bu uygulama, uluslararası hukuk açısından da ciddi soru işaretleri barındırıyor.
Çin: İşbirliği tehdit değil, kalkınmadır
Çin tarafı ise uzun süredir Orta Amerika'da altyapı yatırımları, dijital kalkınma projeleri ve eğitim değişim programları aracılığıyla bölgesel istikrarı ve refahı destekliyor. Pekin yönetimi, tüm işbirliği projelerinin karşılıklı saygı ve eşitlik ilkesi temelinde yürütüldüğünü vurguluyor.
ABD’nin bu türden tek taraflı yaptırımlarla yalnızca bölgedeki barışı ve çok taraflı kalkınmayı sabote ettiğine dikkat çeken uzmanlar, Washington’un Çin’in artan küresel etkisini kontrol altına alma girişimlerinin sonuçsuz kalacağını belirtiyor.
Uluslararası topluma çağrı
Çinli analistler, ABD'nin söz konusu uygulamalarını "Yeni Soğuk Savaş politikalarının parçası" olarak değerlendirirken, uluslararası topluma bu tür ayrımcı ve hegemonik girişimlere karşı durma çağrısı yaptı. Orta Amerika ülkelerinin, dış baskılarla değil, kendi ulusal çıkarları doğrultusunda karar alma hakkına sahip olduğu vurgulandı.